Armoni, uygu denilen toplu sesler ilmidir. İlk çağda seslerin bir makam çerçevesinde uygun ve her türlü hoş tesirli bağlanışına Yunanca’da ve Latince’de HARMONİA deniyordu. Bundan, modern armonide olduğu gibi çeşitli uygulara ve konrupuvana dayanan ve bir ilim durumu alan, çok sesli müziğin o devirde de olduğu anlamı çıkarılmamalıdır. Çok seslilik denemeleri dokuzuncu yüzyılda başlamıştır. Barok, klasik ve romantik olmak üzere her çağın özelliklerine göre gelişerek, günümüze kadar gelmiş ve bir armoni ilmi doğmuştur.
“Musiki kelimelerle anlatılması mümkün olmayan duygu ve düşüncelerimizi sesler yoluyla anlatmak sanatıdır” şeklinde tanımlanırsa da J.J. Rousseau müziği, Müzik sesleri kulağa hoş gelecek şekilde uyarlamak sanatıdır,” diye vurgulanmıştır. Müziğin varlığını oluşturan ses armoniyi doğurmuştur. Bir cismin titreştirilmesiyle oluşan ses, titreşimle birlikte doğada yayılmaya başlar. Bu yayılmada duyduğumuz sesin dışında, duyamadığımız daha birçok seslerde vardır. Cismin titreşmesiyle kulağımızın algıladığı ilk kuvvetli ses niteliğini kazanır. Duyamadığımız diğer seslerde bu ana sesin etrafında oluşurlar. Bunlara ana sesin doğuşkanları (ARMONİKLER) DENİR. Ana sesle birlikte oluşan bu sesler rast gele ortaya çıkmazlar. Bir sıra içerisinde, ana sesin alt ve üstünde dizilirler. Doğuşkan sesler sonsuza kadar sürer giderler. Ana sesin üstündeki seslere üst doğuşkanlar, altındaki seslere ise alt doğuşkanlar adı verilir. Hassas bir kulak üst doğuşkanlardan bir kaçını duyabilmekte daha da emin olmak için, piyanoda kalın bir sese basıp ve bu sesin üstünde bulunan tellere ince bir kağıt ile dokunalım, göreceğizki, kağıtın altında kalan bazı teller kağıtı cızırdatacaktır, Varlığı bilinen alt doğuşkanları duymak ise olanaksızdır. Bu sesleri duyabilmek için özel fizik aygıtları kullanılmalıdır. Bu durunda, doğada hiçbir ses tek olarak duyulmamaktadır. Bu çok önemli bir fıtrat’ı şahanedir. Armoninin ana kaynağını oluşturur.
Örneğin piyanoda:
Üst doğuşkan sesler olarak ;
DO sesine bastığımızda, ilk duyduğumuz ses ana ses do sesidir. Daha sonra sırayla sekizinci derece do, on ikinci derece sol, on beşinci derece do, on yedinci derece mi seslerini duyarız. Duyduğumuz bu sesleri yan yana getirirsek, do-do-sol-do- mi seslerini yanı do majör akorunu elde ederiz.
Alt doğuşkan sesler olarak ;
DO sesine bastığımızda, ilk duyduğumuz ses ana ses do sesidir. Daha sonra sırayla sekizinci derece do, on ikinci derece fa, on beşinci derece do, on yedinci derece la bemol seslerini ancak fizik aygıtlarıyla duyarız. Duyduğumuz bu sesleri yan yana getirirsek, la bemol-do-fa-do-do seslerini yani fa minör akorunu elde ederiz.
Armoniyi uygu denilen toplu sesler ilmi olarak belirtmiştik. Eğer bir ses doğuşkan (ana ses) niteliğinde ise, bu ses öteki doğuşkanları ile bir bütün meydana getirir. Örnek olarak aldığımız do sesinin titreşiminden duyulan gelen silik seslerde do’nun armonikleridir. Görüldüğü gibi armoni doğal bir doğa olayıdır.
Armoni öğrenimine başlamak için müzik kuramlarını iyi bilmelidir. Sağlam bir solfej seviyesine ulaşılmış olmalıdır. Piyanoyu biraz çalabilmeli. Besteci ve yönetici olacaklar için piyano çalabilmek şarttır.
ARALIKLAR
Birbirini izleyen yada aynı anda duyulan iki ses arasındaki ses açıklığına yani titreşim farkına aralık denir. Birbirin izleyen yada aynı anda çalınan sesleri dikkatle dinlediğimizde birinin kalın diğerinin ince sesler olduğunu hemen anlarız. İşte bu iki ses arasındaki kalınlık incelik farkı bize aralığı belirtir.
Ezgi aralığı:
Birbiri izleyen seslerden oluşan aralığa ezgi aralığı denir.
Örnek3: 2 DO-RE-Mİ – DO-Mİ-LA – SOL-Sİ-DO – SOL-LA-SOL - DO-RE-Mİ-FA-SO-LA-Sİ gibi.
Armoni aralığı: Aynı anda duyulan seslerin oluşturduğu aralığa armoni aralığı denir. Armoni aralığında sesler üst üste yazılır ve daima alttan yukarıya doğru okunurlar.
Örnek:
Mİ, FA, SOL, LA ,DO RE FA
Çıkıcı aralık:
İlk sesi kalın ikinci sesi ince olan aralıklara çıkıcı aralık denir..
Örnek4:
DO-RE-Mİ-FA-SOL-LA-Sİ
İnici aralık:
İlk sesi ince ikinci sesi kalın olan aralıklara inici aralık denir. DO-Sİ-LA-SOL-FA-Mİ-RE Bir aralığın yönüne dikkat edilmelidir. Her na kadar aralıkların yönünü üst ve alt diye belirtmek gerekirse de, yönü belirtilmeden söylenen aralıklar çıkıcı aralıklar olarak düşünülür.
ARALIKLARIN ADLANDIRILMASI VE NİTELİKLERİ
Aralıklar, aralığı oluşturan iki ses arasında ki ses sayısı ve dikliğine göre adlandırılırlar. Bunu sağlamak için aralığın dikliğini oluşturan kalın sesle ince ses arası sayılır. Şimdi DO sesine göre diğer sesleri saptayalım. Do ya göre re iki nolu, mi üç nolu, fa dört nolu, sol beş nolu, la altı nolu, si yedi nolu ve do sekiz nolu seslerdir. İlk sese göre ikinci ses kaçıncı ses ise, aralık aralık işte o sesle adlandırılır. Örneğin do-sol sesleri arasındaki aralıkları sayalım. Do-sol aralığında, do sesine göre sol sesi beşinci sestir. Dolayısıyla bu aralıkta beşli aralıktır. Armoni aralığında ise alttaki ses ile üsteki ses arası sayılır.
Örnek5:DO – RE aralığı ikili, DO – Mİ aralığı büyük üçlü DO – FA aralığı tam dörtlü DO – SOL aralığı tam beşli DO – LA aralığı altılı DO – Sİ aralığı büyük Yedili DO – DO aralığı sekizli, aralıklarıdır.
Örnek6: DO – RE aralığı büyük ikili, DO – Mİ aralığı büyük üçlü, DO – FA aralığı tam dörtlü, DO – SOL aralığı tam beşli, DO – LA aralığı büyük altılı, DO – Sİ aralığı büyük yedili, DO – DO aralığı tam sekizlidir.
Örnek7:DO – DO aralığı birli, DO – RE aralığı ikili, DO – Mİ aralığı üçlü, DO – FA aralığı dörtlü, DO – SOL aralığı beşli, DO – LA aralığı altılı, DO – Sİ aralığı yedili, DO – DO aralığı sekizlidir.
Yedinci örneği piyanoda çaldığımızda, bazı sesler arasında siyah tuş olmadığı görülecektir. Halbuki arasında siyah tuş bulunan do – re arası da ikili, arasında siyah tuş bulunmayan mi – fa arası da ikilidir. Gözle de görüldüğü gibi, iki aralık arasında farklılık vardır. Dikkatle incelendiğinde do – re ikili aralığının, mi – fa ikili aralığına göre daha geniş olduğu fark edilecektir. Çünki do – re aralığı bir tam sesten, mi – fa aralığı ise yarım sesten oluşmuştur. Öyle ise doğal olarak büyük ve küçük olmak üzere iki ikili aralığı vardır.Ve en küçük aralık ta yarım sestir.
Tam Tam Yarım Tam Tam Tam Yarım
Örnek8:
DO – RE – Mİ – FA – SOL – LA – Sİ - DO
Örnek sekizde görüldüğü gibi, yedi musıki notasının doğal ardılığından oluşan DO dizisinin tam seslerini de yarım seslerle ikiye ayırdığımızda, DO dizisi on iki eşit parçaya bölünür. Bunu dizi üzerinde gösterecek olursak, tam ve yarım seslerin oluşturduğu kromatik bir dizi elde ederiz..
Örnek9:
DO – DO# - RE – RE# - Mİ – FA – FA# - SOL – SOL# - LA – LA# - Sİ - DO Çıkıcı
DO - DO# - RE - RE# - Mİ - FA - FA# - SOL - SOL# - LA - LA# - Sİ - DO İnici
Bu açıklamalardan anlaşılacağı gibi aralıkların dikliği, içindeki yarım ve tam seslerin sayısıyla ölçülür. Gerçek nitelikleri de bu şekilde belirlenmiş olur. DO – RE aralığını büyük ikili, Mİ – FA aralığını da küçük ikili olarak belirlemiştik. Şimdi de doğal DO dizisinde eksene göre diğer aralıkları saptayalım.
Örnek10:
DO – Mİ İki tam sesli büyük üçlü,
DO – FA İki tam ve bir yarım sesli tam dörtlü,
DO – SOL Üç tam ve bir yarım sesli tam beşli,
DO – LA Dört tam ve bir yarım sesli büyük altılı,
DO – Sİ Beş tam ve bir yarım sesli büyük yedili,
DO – DO Beş tam ve iki yarım sesli tam sekizli aralıklarıdır.
İncelemelerinizde büyük ve küçük aralıklar dışında, tam aralıklarında olduğunu gördük. Büyük, küçük ve tam olarak özellikleri belirtilen bu aralıklar, değiştirme işaretleri ile eksik, artık, çok eksik, çok artık duruma da getirilebilirler.
Bunları örnek tablomuzda birlikte inceleyelim.
Örnek11:
ARALIKLAR ÇİZELGESİ
DO – DOBirli DO – DO#Kromatikaralık DO – Reb Küçük DO – RE Büyük DO – RE#Artık DO – RE##Çok artık DO#– REbb Çok eksik DO – Mİbb Eksik
DO – Mib Küçük DO – Mİ Büyük DO – Mİ# Artık DO – Mİ## Çok artık DO# - FAb Çok eksik DO – FAb Eksik DO – FATam DO – FA#Artık
DO – FA##Çok artık DO# - SOLb Çok eksik DO –SOLb Eksik DO – SOLTam DO – SOL#Artık DO - SOL##Çok artık DO#-LAbbÇok eksik
DO-LAbb Eksik DO – LAb Küçük DO – LA Büyük DO – LA# Artık DO – LA## Çok artık DO# - Sİbb Çok eksik DO – Sİbb Eksik DO – Sİb Küçük
DO – Sİ Büyük DO – Sİ# Artık DO – Sİ## Çok artık DO –DObb Çok eksik DO – DObEksik DO – DOTam DO – DO#Artık DO – DO## Çok artık
KATLI ARALIKLAR
Yukarıda gördüğümüz bütün aralıklar, sekizli genişliği içindeki aralıklardır.Bu aralıklara Basit aralıklar, ses genişliği sekizliyi aşan aralıklara da katlı aralıklar denir.
Örnek12:
DO – Mİ üçlü DO – SOL beşli DO DO sekizli
DO – Mİ onlu DO – SOL on ikili DO – DO on beşli
Armonide, genellikle sekizliyi aşan aralıklar kolaylık bakımından sekizli içindeki yerlerine göre adlandırılırlar. Örnek 12 de aralık onlu olduğu halde üçlü, aralık on ikili olduğu halde beşli, aralık on beşli olduğu halde sekizli olarak basitleştirilir.
DİATONİK YALIN VE KROMATİK ALACA ARALIKLAR
Adları ve yükseklikleri ayrı olan seslerin oluşturduğu aralıklara diyatonik, aynı adı taşıyıp ta ses değiştirici işaretlerle birbirinden ayrılmış aralıklara da kromatik aralıklar denir.
Örnek13:
SOL – LAb Sib – LA LA – SOL# diyatonik,
Örnek14:
SOL – SOL# LA#-LA LA – LAb Kromatik aralıklardır.
Her iki örnekteki aralıkların tınıları aynı olduğu halde yazılışları oldukça farklıdır. Çünki biri diyatonik, diğeri kromatik olarak yazılmıştır.
ARALIKLARIN ÇEVRİMLERİ
Bir aralığı oluşturan seslerden kalınını bir sekizli üste ya da incede kini bir sekizli alta götürecek olursak aralığı çevirmiş oluruz.
Örnek15:
DO - Mİ üçlü, DO - DO Bir oktav tiz sekizli çevirdiğimizde Mİ - DO küçük altılı aralığı oluşur.
DO - DO sekizli DO - DO Bir oktav pes sekizli çevirdiğimizde DO - Mİ üçlü aralığı oluşur.
Çevrimler aralıkların adları ve niteliklerini de etkiler. Bir aralık çevrilince, eski niteliğini kaybedip yeni bir aralık durumuna gelir.
*Büyük aralıklar çevrilince küçük,
*Küçük aralıklar çevrilince büyük,
*Artık aralıklar çevrilince eksik,
*Eksik aralıklar çevrilince artık olurlar.
Ancak, tam aralıklar çevrildiğinde niteliklerini korurlar. Adları değiştiği halde tam olrak kalırlar. Katlı aralıkların çevrilmeleri de sekizli içindeki yerleri dikkate alınarak yapılır.
UYUMLU VE UYUMSUZ ARALIKLAR
Armonik aralıklar, uyumlu ve uyunsuz olmak üzere ikiye ayrılırlar. Birbirleriyle kaynaşabilen, kulağa hoş gelen, insanda bir rahatlık duygusu uyandıran ve bu yüzden başka seslere gitme isteğine gitmeye yol açmayan aralıklara uyumlu; birbirleriyle kaynaşmayan, kulakta hoş bir etki bırakmayıp karara ve çözülmeye gerek duyulan aralıklara da uyunsuz aralıklar denir.
UYUMLU ARALIKLAR VE ÖZELLİKLERİ
Birbirleriyle kaynaşabilen aralıklar olarak belirttiğimiz uyumlu aralıkları, kaynaşma durumuna göre ikiye ayırabiliriz.
1-Tam uyumlu aralıklar
2-Yalın uyumlu aralıklar
Örnek16:
Tam uyumlu aralıklar
DO - DO birli DO - DO Tam sekizli DO - FA Tam dörtlü DO - SOL Tam beşli
Yalın uyumlu aralıklar
DO - Mİ Büyük üçlü DO - Mİb Küçük üçlü DO - LA Büyük altılı
DO - LAb Küçük altılı
Minör ve majörlerde durumları değişmeyen, sekizli, dörtlü ve beşli aralıklar tam uyumlu aralıklardır.Tam uyumlu aralıklar en küçük bir değişikliğe dayanamazlar. Derhal uyuşum niteliklerini kaybederler.
Birli aralıkları, uyumlu olmakla beraber, sesleri arasında diklik olmadığından aralık olarak nitelememek gerekir. birbirinin aynı olan iki ses arasında uyum olması doğaldır. En küçük bir değişiklikte birli aralıkların hem uyumu, hamda sesdaş niteliği kaybolur. Ortaya yeni bir aralık çıkar.
Tam uyum niteliği olmayan bir uyuma yalı uyum adı verilir. Her iki tonalite de değişebilen ve buna rağmen uyum niteliği kaybolmayan aralıklara yalın uyumlu aralıklar denir. Bunlar iki tam sesli büyük üçlü, bir tam ve bir yarım sesli küçük üçlü, dört tam ve bir yarım sesli büyük altılı ile üç tam ve iki yarım sesli küçük altılı aralıklarıdır.
Şimdiye kadar gördüğümüz uyumlu aralıkları uyumları yönünden bir kez daha gözden geçirelim.
Örnek17:
Nota isimleri Adı Ses açıklığı Uyum durumu
DO - DO Birli sesdaş Sıfır Tam
DO - DO Sekizli Beş tam bir yarım Tam
DO - SOL Tam beşli Üç tam bir yarım Tam
DO- FA Tam dörtlü İki tam bir yarım Tam
DO - Mİ Büyük üçlü İki tam Yalın
DO - Mib Küçük üçlü Bir tam bir yarım Yalın
SOL - Mİ Büyük altılı Dört tam bir yarım Yalın
SOL - Mib Küçük altılı Üç tam iki yarım Yalın
Yukarıdaki örnekte yalı uyumlu aralıkların büyük ve küçük olarak ikiye ayrıldığı görülmektedir. Oysa,tam uyumlu aralıklarda bu durum yoktur. Çünki tam uyumlu aralıklar yarım ses genişletilir ya da daraltılırsa uyum derhal bozulur ve uyumsuz bir duruma gelirler. Bu tür aralıklara artık ve eksik aralıklar denir. Eğer tam uyumlu aralıklar birer ses genişletilir ya da daraltılırsa çok eksik ya da çok artık olurlar. Hiçbir zaman büyük yada küçük olamazlar.
Büyük aralıklar:
Yarım ses genişletildiğinde artık,
Bir ses genişletildiğinde çok artık,
Yarım ses daraltıldığında küçük,
Bir ses daraltıldığında eksik,
Bir buçuk ses daraltıldığında çok eksik olurlar.
Küçük aralıklar:
Yarım ses genişletildiğinde büyük,
Bir ses genişletildiğinde artık,
Bir buçuk ses genişletildiğinde çok artık,
Yarım ses daraltıldı8ğında eksik,
Bir ses daraltıldığında çok eksik olurlar.
Dörtlü aralığını tam uyumlu aralıklar içinde göstermemize rağmen hiç değinmeyişimizin nedeni şudur. Dörtlü aralığı yerine göre tam uyumlu ve de uyumsuz olabilen değişken bir aralıktır. Bu aralık bir ses topluluğunda en altta bulunuyorsa uyumsuz, orta da ve üstte bulunuyorsa uyumludur. Her iki tonalitede de değişmediği halde tam bir dinleme duygusu yaratmayan aralık yarım ses daraltılıp yada genişletildiğinde küçük yada büyük olamaz. Eksik yada artık aralık durumuna girer. Bundan dolayı da, iki tam ve bir yarım sesten oluşan dörtlü aralığına tam dörtlü aralığı denir.
UYUMSUZ ARALIKLAR
Tam ve yalın uyumlu aralıkların dışında kalan ikili ve yedilinin bütün türleri ile eksik ve artık duruma giren bütün aralıklar uyumsuzdur.
Örnek18:
DO - RE Büyük ikili DO - REb Küçük ikili DO - REbb Eksik ikili DO - RE# Artık ikili
Örnek19:
DO - Sİ Büyük yedili
DO - Sİb Küçük yedili
DO - Sİbb Eksik yedili
DO# - Sİbb Çok eksik yedili
DO - Sİ# Artık yedili
DO - Sİ## Çok artık yedili
Uyumsuz aralıkları, birbirleriyle kaynaşmayan, kulakta hoş bir etki bırakmayıp karara gerek duyulan seslerden oluşan aralıklar olarak belirtmiştik. Bunlar kararlarını uyumlulara giderek vermek zorundadırlar. Genellikle ikili aralıklarda üst ses, yedili aralıklarda alt ses aynı yerde tutulur.Diğer seste inici küçük yada büyük ikili bir yürüyüş yapar. Bu kuralın dışındaki durumlara ileride ayrıca değinilecektir.
Örnek20:
RE RE RE RE Sİb LA Sİ LA
DO Sİ DO Sİb DO DO DO DO
Re sesleri sabit do Re sesleri sabit Si bemol la sesine Si sesi laya çözülüş
Sesi si sesine çö- do sesi si bemol çözülüş yaparken yaparken do sesleri
zülüş yapar sesine çözülüş yap. Do sesi sabit kalır sabit kalır.
Artık ve eksik aralıklarda diyezler yarım ses yukarı, bemoller yarım ses aşağı çözülüş yaparlar.Değiştirme işaretsiz sesler, çözülüş yapılan aralıkta ortak ses olarak yerinde kalabilir yada, ters yürüyüşle uyumlu bir aralığa çözülür. Yeden sesi ise hem iner hem çıkabilir.
Örnek21:
Sİb LA RE DO LAb SOL LA# Sİ
SOL# LA SOL# LA DO RE DO Sİ
Si bemol la sesine Re sesi do sesine La bemol sol sesine La diyez si sesine
İnerken, sol diyez inerken, sol diyez la inerken, do re sesine çıkarken do sesi si
La sesine çıkar sesine çıkar çıkar sesine iner
Si DO Sİ DO
FA Mİ DO DO
Si sesi do sesine çı- Si sesi do sesine çı-
Karken,fa sesi mi karken, do sesi sabit
Sesine iner kalır
AÇKILAR
Dizeğin sol baş tarafına konulan ve notaları okumaya yarıyan işaretlere açkı (anahtar) denir.Açkılar üç türlüdür.
*1- Sol açkısı “Portenin birinci ve kinci çizgilerine konulurlar.
*2- Fa açkısı “Portenin üçüncü ve dördüncü çizgilerine konulurlar.
*3- Do açkısı “Portenin birinci ikinci üçüncü ve dördüncü çizgilerine konulurlar.
Açkılar konuldukları çizgilere kendi adlarını verirler, Eğer portenin sol baş tarafında açkı yoksa notalar okunmaz. Açkılar dizek üzerinde konuldukları çizgiye kendi adlarını verirler, ve çizgi ile birlikte söylenirler. Müzikte kullanılan sesler bir sekizliden çok fazladır.Dizek üzerine bu kadar sesi yazmak olanaksızdır. Dizeğe, dizeğin alt ve üstünde ki seslerle birlikte on bir ses yazılabilir. İşte dizeğin bu yetersizliğini gidermek için türlü yollara baş vurulur ve türlü işaretlerden yararlanılır. Bu işaretlerden biri de konumuz olan açkılardır.
Açkılar her kalınlık ve incelikteki sesi belirtmeğe elverişlidir. Sol açkısı ince, fa açkısı kalın, orta ve ince sesleri yazmaya yarar. Birinci çizgi do açkısına soprano, ikinci çizgi do açkısına mezzo soprano, üçüncü çizgi do açkısına alto, dördüncü çizgi do açkısına tenor, üçüncü çizgi fa açkısına bariton, dördüncü çizgi fa açkısına bas Açkısı denir. Bütün açkılar armonide kullanılmaz, armoni çalışmalarında dört açkı kullanılır. Bu da genellikle besteci olacaklar için gereklidir. Biz çalışmalarımızı iki açkıyla yapacağız. Dört açkılı çalışmalarda soprano, alto, tenor ve bas açkıları: iki açkılı çalışmalarda ise sol açkısı ile bas açkısı kullanılır. Armoni çalışmalarına başlamadan önce açkıları iyi bilmeli ve her açkıyla yeteri derecede okuyabilmelidir. Açkıların önem ve durumunu daha açıklıkla kavraya bilmek için birkaç örnek vermek yerinde olur.
İNSAN SESLERİNİN SES SINIRLARI VE PARTİLER
Armoni çalışmaları genellikle insan sesleri için ve dört parti üzerine yapılır.Bunlar insan sesi türlerinden oluşan karma koro eserleri gibidir. Çalışmalar ilerledikçe, ayrıca türlü çalgılar içinde alıştırmalar yapılabilir. Armonide kullanılan her sese parti adı verilir. İnce sesler soprano, orta sesler alto, kalınca sesler bariton ve kalın seslerde bas partilerini oluştururlar. Armoni çalışmaları, insan sesleriyle söylenebilecek aralık ve sınırlar içinde yazılmalıdır. Çalışmalarımızda kullanabileceğimiz ve rahatlıkla söylenebilecek ses sınırları şöyledir.
Örnek22:
Fa açkısına göre porte altı re sesinden, porte üstü si sesine kadar bas sesler,
Fa açkısına göre üçüncü aralık la sesinden porte üstü fa sesine kadar tenor,
Sol açkısına göre porte altı sol sesinden dördüncü çizgi re sesine kadar alto,
Sol açkısına göre porte altı do sesinden porte üstü la sesine kadar soprano sesleridir.
Bu sınırlar çok ender olarak alttan ve üsten bir ses aşılabilir. Yalnız bunu bir alışkanlık yapmamalıdır. Aşılan ses üzerinde fazla durmayıp hemen partinin ses alanı içine dönmelidir.
Yirmi ikinci örnekte de görüldüğü gibi, kullanacağımız dört değişik insan sesinin ses genişliği üç sekizliyi aşar. Bir açkıyla üç sekizliyi aşan ses genişliğini yazmak ise olanaksızdır. Açkılar konusunu incelerken insan seslerinin incelik ve kalınlığına göre değişik açkılar kullanıldığını ve yine çalışmalarımızda sol ile bas açkısını kullanacağımızı belirtmiştik.
Armoni çalışmalarında kullanılacak olan dört sesin toplam ses genişliğini, iki açkılı dizekte şöyle özetleyebiliriz.
Örnek23:
SOPRANO
ALTO
SOL ANAHTARI
DO RE Mİ FA SOL LA Sİ DO RE Mİ FA SOL
FA ANAHTARI
FA SOL LA Sİ DO RE Mİ FA SOL LA Sİ
BAS
TENOR
Armonide kullanılan seslerden en çok duyulanı soprano ve bas sesleridir. Alto ve tenor sesleri ikinci alanda kalır. Soprano ve bas partilerine dış, alto ve tenor partilerine de iç. partiler denir.
Soprano ve alto partileri sol açkılı birinci dizeğe, tenor ve bas partileri de fa açkılı ikinci dizeğe yazılır.
DOĞUŞKAN SESLER
Armoni bir sanat ve bilim dalıdır. Seslerin bir anda uygu olarak nasıl kullanılabileceklerini, birbirleriyle nasıl bağlanacaklarını, taşıdığı değerleri, görevleri ve türlerini öğretir. Onun için müziğin temeli olan armoniyi, besteci olacak kişinin çok iyi bilmesi gerekir.
Her ses işitildikten sonra üst ve alt doğuşkanları ile var olmaktadır. Doğada hiçbir ses tek başına duyulmamaktadır.Cismin titreşimi sonucu duyulan ilk kuvvetli sesin üst ve alt doğuşkanlarıyla birlikte bir bütün meydana getirdiğini, kuvvetli duyulan sesin anases, ana sesin üstünde duyulan silik seslerin üst doğuşkanlar ve ana sesin altında olup ancak özel fizik aygıtlarıyla saptanabilen seslerinde alt doğuşkanlar olduğunu biliyoruz.
Örnek25:
8 li 12 li 15 li 17 li 19 lu 21li 23 lü 24 lü 26 lı
Çıkıcı dizide:DO - DO - SOL - DO - Mİ - SOL - Sİb - RE - Mİ - SOL Üst doğuşkanlar,
8 li 12 li 15 li 17 li 19 lu 21 li 23 lü 24 lü 26 lı
İnici dizide:DO - DO - FA - DO - LAb - FA - RE - Sİb - LA - FA Alt doğuşkanlar.
Örnek 25 dikkatlice incelenirse, ana ses ilk yabancı sesler beşlilerdir. Her hangi bir sesin oluşuyla alttan duyulan ilk yabancı sese alt çeken, üstten duyulan ilk yabancı sese de üst çeken adı verilir. Alt ve üst çekenlerin tam ortasında bulunan ana ses de eksen adını alır.
İncelememize aynı örnekte devam edecek olursak, ikinci yabancı seslerinde ana sesin üçlüleri olduğu anlaşılır. Ana sesle birlikte ilk yabancı sesler olan beşli ve üçlüleri ele aldığımızda DO – Mİ – SOL ile FA – LAb – DO sesleri ortaya çıkar. Görüyoruz ki bir do sesinin duyulmasıyla ana sesin üst ve altında iki ayrı doğal ses topluluğu doğmaktadır. Gerek ezgisel, gerekse armonik ses olaylarının dayandığı gerçek kaynak budur.
DİZİ
Özel kurallara göre sıralı ve bir musıki sistemine temellik eden sekiz bitişik sesin oluşturduğu sıraya dizi denir. Diziye, yedi musıki notası olan DO-RE-Mİ-FA-SOL-LA-Sİ seslerinin doğal ardılığıdır da diyebiliriz. İşte bunun için do dizisi örnek dizi sayılmıştır. Sekiz sesli oluşu, birinci sesin sekizinci ses olarak tekrarındandır.
Diziler kalından inceye ya da inceden kalına doğru sıralanırlar. Kalından inceye doğru sıralanan diziye çıkıcı, ince den kalına doğru sıralanan diziye de inici dizi denir. Dizi her sesten başlayabilir ve başladığı sesin adını alır. Diziye adını veren bu ses eksen sesidir. Ancak bu ad dizinin karakterini değiştirmez. Dünyanın değişik ülkelerinde kullanılan diziler incelendiğinde, aynı sesten başlayan ve yarım seslerin yerleri değişik bir çok diziler olduğu görülecektir.
Örnek26:
Çıkıcı dizi:
DO-RE-Mib-FA-SOL-LAb-Sİ-DO Çift armonik dizi.
DO-REb-Mib-FA-SOL-LAb-Sİ-DO Minör napoli.
DO-RE-Mib-FA#-SOL-LAb-Sİ-DO Minör macar.
Tam ve yarım seslerin ardılığından oluşan dizilere diyatonik, yarım seslerin ardılığından oluşan dizilere de kromatik diziler denir. Örnek dokuz da görüldüğü gibi, kromatik diziler de bir sekizli içinde on iki ses bulunur. Bunlar diyatonik dizilerin özelliklerini taşımazlar. Diyatonik dizilerin bir çok türleri vardır. Bundan da anlaşılıyor ki ; çeşitli ton ve makamlar olmasaydı, yalnız bir dizinin sesleriyle duygu ve düşüncelerimizi anlatamazdık.
MAJÖR DİZİ
DO – RE – Mİ – FA – SOL – LA – Sİ Seslerinin doğal ardılığından oluşan dizinin örnek dizi olduğunu belirtmiştik. Bu sesler ana ses ile onun alt ve üst doğuşkanlarının doğuşkanlarından başka bir şey değildir.
Ana ses yani eksen do olursa , üst çeken bir tam beşli üstte ki sol, alt çeken bir tam beşli alttaki fa sesidir.
Şimdi elde ettiğimiz bu üç sesi ana ses olarak piyanoda sırayla çalalım ve dinleyelim. DO – FA – SOL
Örnek yirmi beşte olduğu gibi bu üç sesi DO – FA - SOL seslerini titreştirirsek sonuçta şu sesleri elde ederiz.
*1- FA – LA – DO
*2- DO – Mİ – SOL
*3- Mİ – SOL – Sİ
Üst üste yazdığımız bu sesler bize üç ayrı akar seslerini verir.
Bulduğumuz bu uyguları “akortları” ilk ana ses olarak aldığımız do sesinden başlayarak, bu kez sırayla ezgisel olarak yazalım. Göreceğiz ki alt örnekte ki do dizisi ortaya çıkacaktır. Bu sesler dizide, tam, tam, yarım – tam, tam, tam, yarım ses aralıklı bir sıra oluştururlar. Müzikte bu sıralanışa majör dizi kalıbı ve bu kalıba uygun olarak yazılan dizilere de majör diziler denir.
Örnek27 :
DO – RE – Mİ – FA – SO L – LA – Sİ - DO
Tam tam yarım tam tam tam yarım
Yukarıda ki açıklamadan da anlaşılacağı gibi, majör dizi kalıbını başka bir sesten başlayan diziye uyguladığımızda, onu da majör dizi durumuna getirmiş oluruz. Örneğin do sesinin üst ve alt doğuş kanları olan sol ve fa seslerinden başlayan dizileri ele alalım.
Örnek28:
SOL - LA - Sİ - DO - RE - Mİ - FA - SOL
Yarım yarım
FA - SOL - LA - Sİ - DO - RE - Mİ - FA
Yarım yarım
Görülüyor ki, her iki dizi dede yarım seslerin yerleri değişiktir. Örnek kalıba göre sol dizisinde fa – sol aralığı ile fa dizisinde la – si aralığının yarım ses olması gerekmektedir. Not: Bundan sonra örneklerde tam aralı (1) yarım aralık ise (1/2) olarak gösterilecektir.
Şimdi de diyez ve bemoller yardımıyla, yarım sesleri örnek dizi kalıbındaki yerlerine kaydıralım. Bunu sağlamak için de, sol dizisindeki yarım ses olan mi – fa aralığını bir ses yapmak için fa sesini yarım ses inceltmemiz, yine fa dizisinde bir ses olan la – si aralığını yarım ses yapmak için, si sesini yarım ses kalınlaştırmamız. gerekmektedir.
Örnek29:
SOL - LA - Sİ - DO - RE - Mİ - FA# - SOL
1 1 1/2 1 1 1 1/2
FA - SOL - LA - Sİb - DO - RE - Mİ - FA
1 1 1/2 1 1 1 1
Böylece her iki dizide majör dizi olmuştur. Bundan da anlaşılıyor ki, dizilerin türü yarım seslerin yerleriyle kolayca anlaşılmaktadır. Ayrıca dizilerin türünü belirlemede üçüncü, altıncı ve yedinci seslerin “derecelerin” etkili olduğunu belirtmek gerekir. Örneklerini verdiğimiz DO majör dizisiyle, SOL majör dizisinin üçüncü, altıncı ve yedinci seslerinin “derecelerinin” ana ses göre uzaklıklarını incelersek:
Örnek30 :
Do majörde, DO - Mİ DO - LA DO - Sİ
Sol majörde, SOL - Sİ SOL - Mİ SOL - FA#
Aralıklarının tümünün büyük aralık olduğu görülür. O halde, her hangi bir sesten başlayan dizilerin üç, altı ve yedinci sesleri eksenle büyük aralık oluşturuyorsa bu diziler majördürler.
Görülüyor ki, majör dizi üç sesten oluşmuştur. Bunlar ilk ana ses olan DO , donun üst beşlisi olan SOL , ve donun alt beşlisi olan FA sesleridir. Bu üç ses, üst doğuş kanlarıyla oluşturdukları uyguları incelediğimiz de, bunların bir büyük üçlü ve bir tam beşli den oluşan majör uygular olduğunu görürüz. Doğal olarak bu uyguların seslerinden doğan dizi de majör olacaktır.
Categories:
açkılar,
akor,
armoni,
bas,
çıkıcı aralık,
diatonik,
doğuşkanlar,
ezgi,
inici aralık,
kromatik,
majör,
minör,
musiki,
müzik teorisi ve eğitimi,
piyano,
tenor