Posted by Unknown
0
yorum»
Çaldığımız melodilerin ritimleri üzerinde değişiklik yaparak hissiyatı değiştirmek mümkündür.
Örneğin:
Basit bir melodi alalım ve üzerinde oynayalım;
Şimdi aynı melodiyi farklı ritimlerle çalalım;
Daha farklı metronomlarda denemekte mümkündür.
[ Read More ]
Örneğin:
Basit bir melodi alalım ve üzerinde oynayalım;
Şimdi aynı melodiyi farklı ritimlerle çalalım;
Daha farklı metronomlarda denemekte mümkündür.
Posted by Unknown
0
yorum»
majör modeller
A Minor, tabları:
Minör modeller:
A Harmonik Minor tabları
Melodik Minör Modeller:
Melodik Minör tabları:
Transpose için:
Root
A A# Bb B C C# Db D D# Eb E F F# Gb G G# Ab
n 5 17 6 18 7 19 8 20 9 10 11 0 12 1 13 2 14 3 15 4 16
[ Read More ]
A Minor, tabları:
Minör modeller:
A Harmonik Minor tabları
Melodik Minör Modeller:
Melodik Minör tabları:
Transpose için:
Root
A A# Bb B C C# Db D D# Eb E F F# Gb G G# Ab
n 5 17 6 18 7 19 8 20 9 10 11 0 12 1 13 2 14 3 15 4 16
Posted by Unknown
0
yorum»
Bend : Gitar telini çekerek notanın yarım ses veya tam ses yukarı götürülmesidir. Bu teknik iyi kullanıldığında ileri götürülecek nota değeri ile profesyonelce oynamak milimetrik nota kaymaları sağlayarak ilginç tınılar yakalamak mümkündür. Gitar teknikleri içerisinde en yerleşmiş olanlardandır.
Hammer On : Basılan perdedeki notanın kendisinden sonra gelen perdeye pena vurulmadan sadece parmağın klavyedeki basıncı ile ses çıkarılması hadisesidir. Amaç pena sesinin sesi keskinleştirmesini önleyerek daha yuvarlak ve akıcı bir hava yakalamaktır. Daha çok hız soloları, buğulu ezgiler veya ara geçişlerde sık kullanılır.
Pull off : Basılan perdedeki notanın kendisinden önceki perdeye pena vurulmadan sadece parmağın klavyedeki basıncı ile ses çıkarılması hadisesidir. Amaç pena sesinin sesi keskinleştirmesini önleyerek daha yuvarlak ve akıcı bir hava yakalamaktır. Daha çok hız soloları, buğulu ezgiler veya ara geçişlerde sık kullanılır. Hammer on tekniğinin tersi olarak ifade edebiliriz.
Slide : Sol el parmağının bastığı bir perdedeki notadan sonra aynı parmağı telden hiç kaldırmadan basılı haldeyken ileri veya geri perdelere doğru kaydırılması hareketidir.
Tapping : Pena kullanmadan sol el klavyede nota basarken sağ el parmaklarının da nota basmak için kullanılmasıdır. Daha zengin ve akıcı ezgiler, hız soloları vs için kullanılır. 8 parmakla yapılan teknikleri bile bulunmaktadır.
Artifical Harmonic : Gitarda belirli perdelerde çıkarılan harmonic sesin pena ve parmak yardımıyla yapay olarak her perde de çıkarılması hadisesidir. Pena vuruşu yapılırken özellikle baş parmak ucunun tele hafiçe dokunması sağlanır. Bu sayede gitar sololarında duyduğumuz o yırtıcı çığlıklar elde edilir.
Posted by Unknown
0
yorum»
Doğaçlama veya orijinal diliyle Improvizasyon, zekanın müzikle birleşip, matematik ve teorik müzik bilgisiyle işlendiği solo atma biçimidir. Teknik açıdan doğaçlama yapılacak melodi, parçanın melodisinden bir motif alınarak veya hiçbir motife benzetmeden tamamen eşlik partisindeki akorlara uygun olarak yapılabilir. Çeşitli müzik türlerindeki doğaçlamalar doğal olarak değişiklik gösterir. Standart jazz müziğindeki doğaçlamalar daha sakinken, fusiondakiler çok daha hareketli, uzak tonlara modülasyonlar içeren doğaçlamalar olabilir.
Jazz müziğinin vazgeçilmezi olan doğaçlama, türk müziğininde temel yapı taşıdır. Ritmik ögelerle zenginleştirilen türk müziği, nakarattan her çıktığında farklı bir doğaçlama ile zenginleştirilir. Bunun ismi artık doğaçlama değildir. Türk müziğindeki doğaçlamayı "uzun hava","peşrev" adları altında da görebiliriz.
Doğaçlamanın direkt olarak yapay zekayla ilgisi yoktur. Doğaçlamanın belli bir zekanın ürünü olduğunu yazının ikinci paragrafında belirtmiştim. Fakat sözü geçen zeka hiçbir şekilde bilgisayar algoritmalarının sonucu olan zeka değildir. Bu zekada "0"lar ve "1"ler değil direkt olarak organizk düşünme yetisi ön plandadır. Bilgisayarın ürettiği sonuçlara dayanan sözde düşünme sistemi olan yapay zeka ile yapılan müzikler mevcuttur. Bu şekilde müzik yapılabilir faka ortaya çıkan şeyin ne derece müzik olduğu da ayrı bir tartışma konusudur. Çünkü müziğin sözlük karşılığı "duygu ve düşüncelerin notayla aktarımı"dır. Bilgisayarın duygusu olmadığını açıklamama gerek yok sanırım.
Kişisel yorumumun olumsuz olduğu konuyla alakalı çalışmalar, müzisyenlerin bilgisayar yazılımcılarıyla çalışması sonucu hala devam etmektedir. Hatta bu konuda benimde bir çalışmam oldu. Bilgisayara kompozisyon dalında bir düşünme sistemini yüklemeye başladım. Sonuç şimdilik hüsran tabi ama bir gün başaracağım her ne kadar kendi piyano başında yaptıklarımla karşılaştırılamayacak kadar kötü besteler yapacak olsa da; bilgisayarımın beste yapmasını beklemek, bir tuşa bastıktan sonra kahve koyup gelme süresi içinde koskoca partitürlerin hazır olduğunu görmek hoş olmalı. . .
Şimdi örneğini vereceğim bilgisayar programı, doğaçlama ve yapay zeka konusuyla doğrudan ilintili. Programın ismi "Band-in-a-box". Kendi müzik formatlarını tanıyıp, teknik açıdan midi formatıyla çalışan bu program, açtığınız parçaların notasını, çalarken ki, piyanodaki yerlerini gösterebiliyor. Öğrenciler için ve o parçayı çalışmak isteyen nota bilmeyenler için ideal. Programın bir özelliğide solo yaratabilmesi. Çeşitli müzik tarzlarında ve ölçü birimlerinde çeşitli akor dizilişleriyle parça yazdırıp üzerine çeşitli ünlü şahısların sololarını yaratmasını sağlayabiliyorsunuz. Programın daha çözülecek çok yanı var belkide başka güzel özellikleri de vardır konuyla ilintili...
Jazz keman üzerine yazılmış bir metod var. Metod, şimdiye kadarki büyük jazz kemancılarını karşılaştırıp, sololarını notaya alıyor. Venuti, Graphelli, Ponty kitabın en üst sıralarda açıklanan jazz kemancı isimleri. Teknik açıdan Ponty'i, duygu ve müzikalite açısından Graphelli'yi beğeniyorum. Bu metodla nota bazında karşılaştırıp düşünme sistemlerini inceleyebiliyorum. Ve Ponty'nin insan üstü zekasına hayran kalarak operasyonla beynine chip taktırıp taktırmadığını düşünmüyorda değilim...
Türkiye'de jazz piyanistlerinden Aydın Esen (ki kendisi jazz+türkiye kelimeleri yanyana düşünüldüğünde ilk akla gelen isimdir.) tarz olarak Ponty'ye benziyor. Çok kalabalık, yoğun armonili, elektronik soundlu müzik yapıyor Esen. Doğaçlama teknikleri incelendiğinde doğaçlama ile akor yürüyüşleri arasında kurmuş olduğu bağın ancak çok gelişkin düşünce sistemiyle kurulabilineceği ortaya çıkıyor. Hiçbir yapay zekanın
yaratamayacağı, bilgisayarların sürekli error vererek mavi ekran çıkmasına neden olacak karmaşıklıkta doğaçlamalara imzasını atıyor.
Oysa Kerem Görsev, tıpkı Graphelli gibi daha sakin, standart jazz anlayışının çokda ötesine geçmeden yapıyor müziğini. Bu ayrı bir düşünüş, ayrı bir stil mutlaka iyi veya kötü değil. Ama söz konusu doğaçlama ve yapay zeka olunca konuyu buralara getirirken bahsedilmesi gereken isimler bunlar...
Müzik, duygu ve düşüncelerin nota aracılığıyla aktarılması ise; bilgisayarları, yazılımcıların yazdığı algoritmalar aracılığıyla sanatçıya dönüştürme çalışmalarının ne denli sönük kalacağıda su götürmez bir gerçek olacaktır...
[ Read More ]
Jazz müziğinin vazgeçilmezi olan doğaçlama, türk müziğininde temel yapı taşıdır. Ritmik ögelerle zenginleştirilen türk müziği, nakarattan her çıktığında farklı bir doğaçlama ile zenginleştirilir. Bunun ismi artık doğaçlama değildir. Türk müziğindeki doğaçlamayı "uzun hava","peşrev" adları altında da görebiliriz.
Doğaçlamanın direkt olarak yapay zekayla ilgisi yoktur. Doğaçlamanın belli bir zekanın ürünü olduğunu yazının ikinci paragrafında belirtmiştim. Fakat sözü geçen zeka hiçbir şekilde bilgisayar algoritmalarının sonucu olan zeka değildir. Bu zekada "0"lar ve "1"ler değil direkt olarak organizk düşünme yetisi ön plandadır. Bilgisayarın ürettiği sonuçlara dayanan sözde düşünme sistemi olan yapay zeka ile yapılan müzikler mevcuttur. Bu şekilde müzik yapılabilir faka ortaya çıkan şeyin ne derece müzik olduğu da ayrı bir tartışma konusudur. Çünkü müziğin sözlük karşılığı "duygu ve düşüncelerin notayla aktarımı"dır. Bilgisayarın duygusu olmadığını açıklamama gerek yok sanırım.
Kişisel yorumumun olumsuz olduğu konuyla alakalı çalışmalar, müzisyenlerin bilgisayar yazılımcılarıyla çalışması sonucu hala devam etmektedir. Hatta bu konuda benimde bir çalışmam oldu. Bilgisayara kompozisyon dalında bir düşünme sistemini yüklemeye başladım. Sonuç şimdilik hüsran tabi ama bir gün başaracağım her ne kadar kendi piyano başında yaptıklarımla karşılaştırılamayacak kadar kötü besteler yapacak olsa da; bilgisayarımın beste yapmasını beklemek, bir tuşa bastıktan sonra kahve koyup gelme süresi içinde koskoca partitürlerin hazır olduğunu görmek hoş olmalı. . .
Şimdi örneğini vereceğim bilgisayar programı, doğaçlama ve yapay zeka konusuyla doğrudan ilintili. Programın ismi "Band-in-a-box". Kendi müzik formatlarını tanıyıp, teknik açıdan midi formatıyla çalışan bu program, açtığınız parçaların notasını, çalarken ki, piyanodaki yerlerini gösterebiliyor. Öğrenciler için ve o parçayı çalışmak isteyen nota bilmeyenler için ideal. Programın bir özelliğide solo yaratabilmesi. Çeşitli müzik tarzlarında ve ölçü birimlerinde çeşitli akor dizilişleriyle parça yazdırıp üzerine çeşitli ünlü şahısların sololarını yaratmasını sağlayabiliyorsunuz. Programın daha çözülecek çok yanı var belkide başka güzel özellikleri de vardır konuyla ilintili...
Jazz keman üzerine yazılmış bir metod var. Metod, şimdiye kadarki büyük jazz kemancılarını karşılaştırıp, sololarını notaya alıyor. Venuti, Graphelli, Ponty kitabın en üst sıralarda açıklanan jazz kemancı isimleri. Teknik açıdan Ponty'i, duygu ve müzikalite açısından Graphelli'yi beğeniyorum. Bu metodla nota bazında karşılaştırıp düşünme sistemlerini inceleyebiliyorum. Ve Ponty'nin insan üstü zekasına hayran kalarak operasyonla beynine chip taktırıp taktırmadığını düşünmüyorda değilim...
Türkiye'de jazz piyanistlerinden Aydın Esen (ki kendisi jazz+türkiye kelimeleri yanyana düşünüldüğünde ilk akla gelen isimdir.) tarz olarak Ponty'ye benziyor. Çok kalabalık, yoğun armonili, elektronik soundlu müzik yapıyor Esen. Doğaçlama teknikleri incelendiğinde doğaçlama ile akor yürüyüşleri arasında kurmuş olduğu bağın ancak çok gelişkin düşünce sistemiyle kurulabilineceği ortaya çıkıyor. Hiçbir yapay zekanın
yaratamayacağı, bilgisayarların sürekli error vererek mavi ekran çıkmasına neden olacak karmaşıklıkta doğaçlamalara imzasını atıyor.
Oysa Kerem Görsev, tıpkı Graphelli gibi daha sakin, standart jazz anlayışının çokda ötesine geçmeden yapıyor müziğini. Bu ayrı bir düşünüş, ayrı bir stil mutlaka iyi veya kötü değil. Ama söz konusu doğaçlama ve yapay zeka olunca konuyu buralara getirirken bahsedilmesi gereken isimler bunlar...
Müzik, duygu ve düşüncelerin nota aracılığıyla aktarılması ise; bilgisayarları, yazılımcıların yazdığı algoritmalar aracılığıyla sanatçıya dönüştürme çalışmalarının ne denli sönük kalacağıda su götürmez bir gerçek olacaktır...
Posted by Unknown
0
yorum»
21 yaşında kazandığı 2 Grammy ödüllüyle çok iyi çıkış yapmış İngiliz soul-jazz sanatçısıdır. Küçük yaşta Etta James ve Ella Fitzgerald’ın müzikleriyle tanışan müzisyen; mezunlar listesinde Amy Winehouse, Katie Melua, Leona Lewis ve Kate Nash gibi ünlülerin de bulunduğu ünlü sanat okulu BRIT School’u bitirdi. Okulu bitirdikten sonra internet ortamından 2 şarkıyı dinleyenlerin beğenisine sundu ve ardından İngiltere’de küçük klüplerde sahne almaya başladı. Birlikte küçük çaplı turnelere çıktığı isimler arasında Jamie T, Raul Midon, Devendra Banhart, Amos Lee ve Keren Ann de bulunuyordu.
Sanatçının ilk kaydı “Hometown Glory”, 22 Ekim 2007’de yayımlandı. 2004’te açtığı Myspace sayfası sayesinde zaten belli bir hayran kitlesi edinmiş ve plak şirketlerinin ilgisini çekmişti.
2008 başında çıkardığı 19 isimli albümü ve “Chasing Pavements” single’ı ile tanınmış ve İngiltere Albüm Listesi’nde 1 numara ve bu albümü toplamda 500.000 kopya satmayı başarmıştır.
Adele'in 2011 yılının Ocak ayında yayınladığı albümü '21', Billboard dergisinin Top 5 listesinde 39 hafta kalarak Michael Jackson'ın 'Bad' albümünün rekorunu kırdı. Billboard dergisinin 55 yıllık Top 5 tarihinde de bir rekora imza atan Adele'in '21' albümü, listede bulunduğu 39. haftada ise listenin 5. sırasından 3. sırasına yükseldi.
Jackson'ın 1987 Ağustos'unda yayınladığı 'Bad' albümü 27 Eylül 1987 tarihinde Billboard'un Top 5 listesinin ilk sırasına oturmuş ve 38 hafta boyunca listede kalmıştı.
Adele, müziğini “kalbi kırık soul müziği” olarak tanımlamıştır ve şarkılarında bir hüzün olduğunu söylemiştir.
İlk albümünü bağımsız bir plak şirketi olan XL Recordings’ten çıkarmış olmasına karşın özellikle “Chasing Pavements” ve “Cold Shoulder” gibi şarkıları, Avrupa’nın diğer birçok ülkesinde başarılar elde etmiş ve Adele’in müzik camiasında sesini duyurmasına yardımcı olmuştur. 2006 yılında çıkarmış olduğu “Back To Black” albümüyle “Soul-Jazz” müziğinin tekrar popüler olmasını sağlayanAmy Winehouse ve yine Galler’in önemli şarkıcılarından Duffy ile tarz olarak birbirlerine yakın olması dolayısıyla karşılaştırılsalar da, Adele bu karşılaştırmadan rahatsız olmadığını ve bunun kendisine gurur verdiğini açıklamıştır.
Posted by Unknown
0
yorum»
Aralıkları;tam ses, yarım ses, tam ses, yarım ses, tam ses,yarım ses,tam ses,yarım ses şeklinde giden gamdır.
Tüm tonlar için;
Bu caz ölçeğin aslında iki modu vardır.
Bir kaç akor oluşturalım:
Doğaçlama
[ Read More ]
Tüm tonlar için;
Bu caz ölçeğin aslında iki modu vardır.
Bir kaç akor oluşturalım:
Doğaçlama
Posted by Unknown
0
yorum»
İstiklâl Marşı’nın Kabulü
Millî marşlar, milletlerin kahramanlık destanlarıdır. Onu dikkatle okuyan ve gönülden söyleyen nesiller, millî şuurlarını kazanır ve kim olduklarının farkına varırlar.İstiklal Marşı da halkın ve ordunun moral gücünü yükselteceği düşünülerek gündeme getirilmiş; bu nedenle Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, Kurtuluş Savaşı’nın anlamını,heyecanını koruyacak, millî mücadele ruhunun önemini dile getirecek ve onu yüzyıllara nakşedecek bir “İstiklâl Marşı” yazdırılmasına karar vermiştir. Önce söz (güfte) yarışması düzenlenmiş; gönderilen toplam 724 şiir arasından en iyi yedi şiir seçilerek meclis üyelerine dağıtılmıştır. Mehmet Âkif Ersoy’un Türk Kurtuluş Savaşı’nı destanlaştıran İstiklâl Marşı,zamanın Millî Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver tarafından meclis kürsüsünde okunduğunda bütün milletvekilleri tarafından coşku ile ayakta alkışlanmış ve 12 Mart 1921’ de millî marş olarak kabul edilmiştir.Beste yarışmasına sadece yirmi dört besteci katılmıştır. İstiklâl Marşı, 1924-1930 yılları arasında Ali Rıfat Çağatay’ın birinci seçilen bestesiyle çalınıp söylenmiş; ancak, Osman Zeki Üngör’ün 9 Eylül 1922’de Türk süvarilerinin İzmir’e girişinde atların çıkardığı nal seslerindeki ritimden etkilenerek bestelediği ezgi çok beğeni toplayınca Atatürk’ün de izniyle 1930 yılından itibaren Millî Marş’ımız yeni ezgisiyle günümüze ulaşmıştır . Millî marşlar, milletlerin kahramanlık destanlarıdır.
Mehmet Akif ERSOY (1873-1936)
İstanbul’da doğmuştur. Şiirlerinde sürekli milli konuları ve toplumsal gerçekleri dile getirmiştir. Mustafa Kemal önderliğindeki Türk kurtuluş hareketini desteklemiş, daha sonra Burdur milletvekili olarak TBMM’ ye girmiştir. Ardından Mısır Üniversitesinde Türkçe müderrisliği yapan Mehmet Âkif, şiirlerini “Safahat” adlı kitapta toplamış, ancak “İstiklâl Marşı benim değil milletimindir.” diyerek onu Safahat’a almamıştır.
Osman Zeki ÜNGÖR (1880- 1958)
İstanbul’da doğmuştur. Muzika-i Hümayunu bitirdikten sonra İstanbul Erkek Mektebi veMuzika-i Hümayunda öğretmenlik yapmıştır. Besteci orkesra şefi ve keman virtüözüdür. ÖnceSaray Orkestrasını, ardından Riyaset-i Cumhur Filarmoni Orkestrasını (bugünkü Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası) yönetmiştir. Daha sonra Atatürk’ün direktifleri ile Musiki Muallim Mektebini kurmuş ve müdürlüğünü yapmıştır. İstiklâl Marşı’ndan başka birçok marş ve okul şarkıları bestelemiştir.
Posted by Unknown
0
yorum»
Bir çok parçalarda karşılaştığımız tamamen teknik yetersizlikten kaynaklanan acilitasyon problemi aslında çok fazla profesyönellik istemeyen sadece ellerimize birtakım kalıpları ezberletmemizden iberat olan bir unsurdur.
Acilitasyona geçiş sırasında birçok sorunla yüz yüze geliriz. Bunları, karşılaşma sırasına göre sıralarsak:
1- Uygun parmak numarası tespiti
2- Parmak tereddütü
3- Bilek tereddütü
4- Kol tereddütü
5- Kas kasılmaları
6- Ses patlamaları
7- Geçiş parmaklarını yedirememe
8- Sesler arası eşitsizlik
9- İki el senkronizasyon sorunu
10- Cümleler arası kopukluk
11- Çalış zayıflığı
12- Atlamalı pozisyonda ritmsel kopukluk
........ve birçok sorun. Aslında bu sorunlar yazılmaya devam edilebilir fakat geneli birbirleri ile bağlantılı sorunlar oldukları için bu temel sorunları çözerek diğer bağlantılı sorunları da çözümlemiş oluruz.
Bu sorunların bazılarına başlangıç, bazılarına hızlanma bazılarına da hızlı çalma sırasında üstesinden gelmek gerekir.
Birçok yapılan hatalardan biri hızlanmak için kuvvet çalışması yapmak. Lakin kuvvet ile hızın birbiri ile yakından bir ilişkisi yoktur. En basit örnekle ifade edecek olursak: Bir Kamyon ile Bir Ferrariyi kıyaslayalım. Kamyon çok ağır hareket eder ve hantaldır fakat güçlüdür ve kilolarca yükü taşıyabilir. Fakat Ferrari gibi araçlar hız makinalarıdır fakat ağırlık taşıyamazlar.
Acilitasyon için gerekli en önemli faktör rahatlıktır. Rahatlıktan kasıt ellerin piyanoyu kavrayış biçimi ellerin en doğal hali daha doğrusu hiç kaslarımızı kullanmadan iki yanımıza ellerimiz saldığımız zaman el ayası ve parmakların aldığı biçimdir. Bu biçime en yakın şekilde yani doğal hale en yakın şekilde piyano tuşesine parmakların tamamı deyecek şekilde koyarsak başlangıçta en doğru teknik ile başlamış oluruz.
Parmaklarımızın lifleri kolumuzun arkasına kadar uzanır. Bu kadar uzun liflerin üzerinde onlara bağlı ve aynı zamanda geçiş yolunu açan ve/veya daraltan kaslar kasılma sırasında ve çoğu zaman bu liflerin hızlı hareketleri sırasında ağrılara sebebiyet verir. Kasılmanın getirdiği ağrı beraberinde parmakların güçsüzleşip tuşe üzerinde zayıflamasına ve de kan deveranının tam olarak yapılamamasına neden olur. Bunun sebebi: Kasılan kas lif yolunu sıkıştırır ve parmaklara bağlı liflerin hareketini zorlaştırır. Bu yüzden liflere bağlı olan kas grubuna ağırlık biner ve onlar da kasılır. Kasılan kaslar birbirlerini sıkıştırarak ağrıya sebep olur aynı şekilde aralardan geçen damarları da sıkıştırarak kan deveranına engel olur. Bu zorlama yüzünden parmaklar gücünü gösteremez ve kilitlenir.
Şunu unutmayalım kasılma aynı zamanda bir şartlı reflekstir ve de en çok size tereddüt yaşadığınız yerlerde gelir. Yukarıda belirtmiş olduğum acilitasyon problemlerini teker teker açıklayacak olursam:
1- Uygun parmak numarası tespiti:
Parmak numarası tespiti satranç a benzer her zaman sonraki hareketi düşünmeniz gerekir. Parmak numarası tespit ederken dikkat etmeniz gereken en önemli kural ergonomiklik. Yani elin doğal halini mümkün olduğunca bozmayacak şekilde parmakları sıralamaktır. Özellikle en temelde baş parmak geçiş parmağı olarak kullanılmaktadır. Bunun en büyük sebebi anatomik yapısında yatay hareketliliğinin daha geniş olmasından kaynaklanır aynı zamanda el ayasında daha geride kaldığı için avucun içerisine doğru hareket ederek diğer parmaklara temas etmeden onların ve kendisinin hareket etmesine olanak verir.
Bu parmağın geçişini yaparken özellikle orta parmak ve yüzük parmak tan sonra kullanımı ideal olanıdır. Tabi pozisyonuna göre işaret parmağından hemen sonra da kullanılabilir. Fakat işaret parmağı yerine özellikle orta parmak kullanılabiliyorsa geçiş sesinde onu tercih etmenizde fayda vardır. Çok büyük atlamalarda geniş arpejlerde. Serçe parmaktan sonra da baş parmağa geçildiği olur fakat bu geçişte parmak geçişini yedirme problemi ile karşı karşıya kalırsınız ve daha anergonomiktir.
İşaret parmağı ile başlayıp sonra baş parmak ile devam etmek çok kullanılan bir tekniktir. Fakat baş parmak ile başlayıp işaret parmağından sonra tekrar baş parmağa geçmek parmak zorlamasına neden olabilir ama pozisyona göre çok tekrarlamayacak şekilde kullanılabilir. Parmak geçişlerinde en önemli unsur mümkün olduğunca art arda aynı parmakları kullanmak yerine, sesleri diğer parmaklara da dağıtmak ki bu sayede her parmağa iki, üç ses kadar dinlenme payı bırakmadır. Bu her zaman uzun vadeli pasaj çalabilme olanağı ve de geç kasılma olanağı sağlayacaktır.
Siyah tuşlar bildiğiniz üzere beyaz tuşlardan daha uzakta oldukları için bunlarda daha çok işaret orta ve yüzük parmakları kullanmayı tercih ederiz. Serçe ve baş parmak daha kısa kaldığı için siyah tuşlara acilite sırasında ulaşma zorluğu yaşar. Fakat bazı pasajlarda özellikle arpej giden ve bazı siyah tuş başlayıp siyah tuş biten pasajlarda veya tamamı siyah tuştan oluşan pasajlarda baş ve serçe parmağı da kullanırız. Akor basımlarında özellikle siyah tuşla başlayan ve/veya geniş bir akor ise de...
Söylediğim gibi rahatlık çok önemli ama unutmayın bu rahatlığı elde ederken hız sırasındaki halinizi de düşünün. İlk başta art arda aynı parmakları kullanmak size kolay gelebilir. Baş parmak işaret parmağı tekrar baş parmak ve tekrar işaret parmağı gibi... fakat bu acilite sırasında parmaklara dinlenme payı bırakmadığı için yorulmalarına ve de kasılma refleksinin ortaya çıkmasına sebep olacaktır.
2- Parmak tereddütü:
Özellikle acilitasyonun en başında karşılaşan bir sorundur. Bunun en büyük nedeni pasajın az tekrarlanması ve de parmak numarası tespiti yapılmadan parça çalışamsına girilmesidir. Klasik bir ezber problemidir. Aynı yeni yeni ezberlenmiş bir şiiri ezberden okumaya benzer. Daha çok akla geliş hızı ile alakalıdır.
Parmaklar en küçük ve seri hareketlerin yapılabileceği bir eklemler organıdır. Her boğumu birbirine bağlı olarak hareket kontrol merkezinden yönetilir. On parmak demek toplamda Otuz boğumun aynanda kontrolü demektir. Bu kontrol sadece hareket ve yön tabanlı değil aynı zamanda baskı tabanlı da olur. Bu fonksiyonların tam anlamıyla ezberden yapılabilmesi için tamamen parmaklara basılacak tuşların ezberletilmesi gerekir. Bunun için yegane tekniklerden biri olan ve de aynı zamanda parmak güçlendirme egzersizi olan Artiküle çalışması yapılır.
Artikülasyon parmakların eklemin müsade ettiği kadar kaldırılıp daha sonra tuşun dibine mümkün olduğunca baskı uygulayarak pasajın gerektirdiği parmak numaralarını kullanmaktır. Buna yedirerek basma da diyebiliriz. Bu çalışma normalde parmağa olduğunca büyük bir efor sarfetmesini sağlar bu yüzden kesinlikle ve kesinlikle pasaj yavaş bir şekilde çalınmalıdır. Hız burada sakatlığa neden olabilir. Bu çalışma sonucunda parmaklar tuşları daha iyi ezberler ve de tereddüt ortadan kalkar.
3-Bilek tereddütü:
Özellikle staccato dediğimiz kesik kesik çalmalarda, parmak geçişlerinde kısa mesafelere uzanmalarda ve baş veya serçe parmağımızın siyah tuşlara doğru hamlelerinde sıkça bilek ekleminden faydalanırız. Bilek tereddütünün başlıca sebebi yalnış ses basma korkusudur. Standart alıştığımız el tutuş pozisyonumuzdan çıkmamızı gerektiren bir pasajda bu sorunla karş karşıyayızdır.
Bilek parmağa göre tuşe üzerinde daha geniş bir hareket yönüne sahiptir ve parmakları tuşe üzerinden koparma gibi bir özelliğe sahiptir. Bu yüzden tuş üzerinde hassasiyeti ve hakimiyeti daha zordur. Kısacası parmak kaldırarak basılan bir sese göre bilek kaldırılarak basılan ses daha ustalık ister.
Bileğin parmaklara bir çok avantajı dokunur bunlar parmakların gücünün yetmediği yerde bilek desteği alma, parmakların uzanamadığı notalara bilek desteği ile uzanma ve aynı pozisyonda kalmaktan kasılmalara başlayan bilek kasını bilek hareketleri ile gerdirip tekrar gevşemesini sağlama gibi...
Bilek kullanma tereddütünü atlatmak için kullanılan yegane teknik bilek staccatosu tekniğidir. Bu teknikte pasaj seslerinin herbiri kesik ve kısa olarak (zıplatarak) çalınır. Burada ellerin pozisyonu parmakların basabileceği hizanın daha yukarısındadır yani doğal pozisyonda parmakların ulaşamayacağı bir yükseklikte fakat bileğin aşağıya hamlesi sırasında uzanabileceği bir seviyede olması önemlidir. Burada parmaklar doğal pazisyonunda durur sadece basacak olan parmak birazcık aşağı doğru çıkarılır ve aşaığı doğru seri bir bilek hamlesi ile tuşa dokunup hemen bileğin eski yerine dönmesi sağlanır bu işlem pasajın gerektirdiği parmak numarasına göre uygulanır. Vede çok hızlı değil orta hızlarda yapılmalıdır bunun sebebi büyük kaslar küçük kaslara göre daha az seridir.
Bu teknik sayesinde bilek tereddütünüzü de yeneceksiniz.
4-Kol Tereddütü:
Parmak acilitasyonunda fazla kullanılmayan fakat atlamalı ve akor acilitasyonlarında vazgeçilmez bir tekniktir. Kol tereddütünün en büyük nedeni baskı şiddetini ayarlayamama korkusu parmak sakatlama veya canını yakma korkusudur. Kolumuz ön kol ve arka kol olarak ikiye ayrılır. Bunlardan ön kol özellikle. 2 oktav arası atlayan seslerde bileğin gücünün yetmediği ses ve akorlar baskılarında ve de yatay hareketlerde bileğin yatay hareket sınırına destek olsun diye kullanılır. Arka kol ise 2 oktavı aşan atlamalı pasajlarda ön kolun gücünün yetmediği akor baskılarında ve de dirsek ekleminden yapılan yatay hareket sonucunda ellerin tuşe hizasından aykırı bir konum almaması için kullanılır.
Tuşeden kopma durumu bileğe nazaran daha fazla karşılaşılır. Piyanonun bütün oktavlarına hakim olmamızı sağlayacak kadar geniş hareket imkanı veren kol eklemlerine hakimiyet için kullanabileceğimiz yegane teknik. Atarak tekniği dediğimiz kolların uzak bir mesafeden hedeflenen tuş üzerine yaptığı hamledir. Bu teknikte el bir ön kol boyu kadar tuşenin üzerine çıkarılır ve eller kol ağırlığı ile hızla pasajın gerektirdiği tuşa doğru hamle yapar ve tekrar kalkar. Bu alıştırma baya sinir bozucu ve birazda can yakıcıdır. Tuşlara olan mesafe çok uzak olduğundan ilk zamanlarda tuşları tutturmak baya zordur ve de parmakların uçları acır. Zamanla bunlar düzelir vede tuşe üzerinden kopmak neredeyse imkansızlaşır. Elinizi attığınız anda pasajı çalabilir konuma gelirsiniz. Geniş atlamalarda kusursuzlaşırsınız. Bu teknik bilek tekniğinden daha yavaş çalışılmalıdır.
5- Kas Kasılmaları:
Acilitasyonun sağlıksal olarak yegana problemi kas kasılmalarıdır. Bu sorun özellikle sistemsiz çalışma sebebi ile daha parmak bilek ve kolların üzeinden tereddüt atılmadan hızlı çalmaya çalışmak vede bunu yaparken hata yapmamak için kol kaslarımızı kasma ihtiyacı duymaktan kaynaklanır. Aynı zamanda şartlı reflekslerimizden biridir. Kas kasılmalarının problemlerini yukarıdaki paragraflarda anlatmıştım. Her piyanistin bir kas kasılma eşiği vardır. Sonuçta kasların kendilerini gevşetmesi ve kasılması onların kondüksiyonu ile de alakalıdır. Bunun için parmakların güçlendirilmesinden tutun tereddüt giderme egzersizleri olsun anlatacağım bütün egzersizlerin düzenli bir şekilde ara vermeden yapılmış olamsı gerekir. Bu sayede kaslar inanılmaz bir esneklik sağlar vede bu esneklik sayesinde kasılmalar gecikir. Unutmayın hız burada en büyük düşmanınız. Daima parçalarınızı yavaş bir şekilde çalışın parmaklara tekrar tekrar hareket noktalarını hatırlatın.
Hız sırasında tamamen pasajlar güdüsel olarak beyin kontrolü olmadan yapılır. Beyin kontrolü tek sesten kalıplara yönelik işleme geçer. Çünkü insan beyni kapasitesinin yettiği kadar bir hıza hakimdir ve ondan sonrasını reflekslerimiz idare eder. Aynı sobaya dokunduğumuz anda düşünce merkezimize bilgi ulaşmadan elimizi çekmemiz gibi. Bu tabi piyanoda kontrolsüzlüğe yol açacağından. Uzun süre hızlı çalımlarda laçkalaşmalara sebebiyet verir bunlar tekniklerinizdeki bozukluklar olarak ortaya çıkar. Bu yüzden dünyanın en iyi yorumcusu olsanız bile vede o pasajı defalarca çalmış olsanız bile yinede aynı pasaj üzerinde aynı sistemli çalışmayı sürdürmeniz gereklidir. Siz Araba iseniz Hız motorunuz egzersiz ve teknik çalışmalarınız da yakıtınız olur. Motor ne kadar çalışırsa teknik ve egzersizlerinizden o kadar yer ve eninde sonunda o teknik çalışmaya tekrar ihtiyaç duyarsınız.
Hızlı çalmada kasılmayı önlemenin en önemli tekniklerinden biri Hızlı-Yavaş ve Yavaş-Hızlı çalışmasıdır. Bu teknik çalışmaya örnek 16 notadan oluşan ve eşit hızda giden bir pasajın ilk dördünü orjinal hızında ikinci dördünü orjinal hızın yarısı kadar hızlı olarak üçüncü dördünü yine orjinal hızında sonuncu dördünü orjinal hızının yarısı hızında çalma daha sonra bu işlemin tam tersini tekrarlama. Tabi bunu yaparken bir metronom eşliğinde kademe kademe arttırarak yapılmalı ve de ritim aksatmadan hepsi üst üste çalınmalı. Bu sayede kollarınıza bol molalı hız çalışması yaptırırsınız. Zamanla bu pasajlar 8 hızlı 8 yavaş olarak da yapılabilir. En sonunda kademeli bir hızlanış ve kasılma sürenizinde o hızlanışa doğru orantılı bir şekilde gecikmesini sağlarsınız.
6- Ses patlamaları:
Parmakların baskı kontrolsüzlüğünden kaynaklanan bir sorundur. Pasajların dinlenilebilir kıvama gelebilmesi için bu sorunun çözülmesi şarttır.
Ses patlamaları özellikle parmak geçişlerinde, kuvvetli ve kuvvetsiz parmak ilişkilerinde, fazla yukarı kaldırdığımız ve kaldırmadığımız parmak ilişkilerinde ve de atlamalı pozisyonlarda karşılaşacağımız sorunlardandır.
Geçişlerinizi ne kadar belli etmezseniz o pasaj üzerinde o kadar usta olduğunuzu göstermiş olursunuz. Bu yüzden parmak geçişleri sırasında kullanmanız gereken bilek fonksiyonunu sert ve köşeli kullanmaktan kaçınılmalıdır. Ayrıca geçişi yapan parmak baskıyı sağlamadan önce tuşe üzerinde hazır bekletilmelidir. Bu sayede diğer parmaklarla yükseklik oranları eşitlenmiş olur, bu da size birbirlerine daha yakın bir baskı şiddetini sağlar.
Ses patlamalarına engel olacak tekniklerden yeganesi Birbirleri ile İkileme çalışmasıdır. Bu çalışmaya da örnek olarak 16 notalı eşit serilikte bir pasajı ele alalım. bunları da 4 lü olarak gruplayalım. Dörtlü gurupların ilk iki notaları pasajın orjinal hızında iki kere tekrarlanıp sonraki ikinci iki notalar orjinal hızın yarısı hızında çalınır. Daha sonra bu işlemin tam tersi yapılır. En son olarak ta 4lü grubun ikinci ve üçünü sesleri orjinal hızda tekrarlanacak şekilde çalınır. Aynı örneği biraz daha açarsak: Diyelimki pasajımız 16lık notalardan oluşuyor. Pasajın ilk çalışması: 16lık-16lık-8lik-8lik. İkinci çallışması: 8lik-8lik-16lık-16lık. Son çalışması:8lik-16lık-16lık-8lik (16lık grubu iki kere tekrarlayacak her çalışmada) olarak örneklendirebiliriz.
7- Geçiş Parmaklarını yedirememe
Bu da sık karşılaşılan bir sorundur. Daha çok yüzeysel geçme de denir. Yani bazı seslere tam net basmadan pasajın sonuna varma gibi durumlar. Bu durumun en büyük nedeni baş parmağın diğer parmaklara oranla diaaa hareketinin daha kısıtlı olmasından kaynaklanır. Birde geçiş sesinden çok geçiş yapacağımız pozisyona konsantre olmamızdan dolayı geçiş sesi yüzeysel basılır ve diğer pozisyona geçilir. Buna pozisyon atlayamama endişesi de girerse tam bir geçiş parmağı sorunu yaşarız.
Bu sorunu Yelpaze tekniği dediğimiz teknikle aşabiliriz. Bu teknikte ses, geçiş notasının bir önceki notası ile başlar geçişi yapar ve bir sonraki notaya gelip oradan parçayı ayna olarak yani tersten çalıp (ezgiyi geri sarma gibi düşünebiliriz) aynı notaya geri döneriz. Daha sonra geçiş notasından iki nota önce başlar geçişi yapar iki nota sonra geri döneriz. Bu işlem 3 nota önce ve sonra vb. gibi çoğaltılarak tekrarlanır. Bu sayede geçiş sesi hep merkezde tutulur beyin dikkatini oraya yoğunlaştırır.
8- Sesler Arası Eşitsizlik
Çok çabuk hızlanmanın getirdiği kötü sonuçlardan birisi de ses arası eşitsizliklerdir. Özellikle ele daha az yatkın pozisyonlarda hareket kabiliyeti daha zayıf olan parmakların denk gelmesinden kaynaklanan iç ritmdeki dalgalanmalara denir. Pixeli düşük bir ekranda yarı çapraz bir çizginin kötü gözükmesi gibi. Ezgide duyumun kötü olmasına sebebiyet verir.
Geçiş parmaklarının kullanımı ve bilek fonksiyonunun seriliği de bu konu içerisinde yer alır. Sonuçta hepsi pasajlarda kullanılan ortak fonksiyonlar oldukları için o fonksiyonların sağlamlığı önemlidir. Teknik olarak o fonksiyonların kusurları giderilmiş olmalıdır.
Bu teknik durumun gelişmesi ile ilgili çalışma yukarıda açıkladığım Birbirleri ile İkileme çalışmasıdır. Bu çalışma tamamen eşitik üzerine yapılan bir çalışmadır. Gerek şiddet eşitliği gerek ritim...
9- İki el senkronizasyon sorunu
Beyni ikiye bölme diye nitelendirebileceğimiz iki el ile çalma. Aslında tam olarak iki elin birbirinden bağımsız hareket ettiğini göstermez. Eller arasında ritimsel bir bağ vardır. Bunlar birbiri ardından belirli ritim reaf leri oluşturur. Aynı darbuka çalan bir adamın iki eli kullanışı gibi. Sesler birbirinden farklı olsada ritimler. Belirli bir kalıp içinde oldukları için birbirlerine destek verecek şekilde iki hel hareket eder. Nota değerleri ile örneklendirecek olursak:
Sağ elimiz 8lik olarak bir pasaj çalıyor diyelim. Sol elimizinde aynı anda Noktalı 8lik ve 16lık grubu halinde çaldığını düşünelim. Pasaja başlarken iki el aynanda başlar sonra ilk hamleyi sağ el yapar bir 16lık değer sonra sol el girer ve geriye 1 16lık değer boşluk kalır yani tekrar iki el aynanda ikinci yürüyüşe geçer. "Ankara" kelimesinin okunuşunu düşünün bu ritmi ilk olarak elinizle arka arkaya tekrarlayın daha sonra ilk hecesini iki el ile ikinci hecesinini sağ el üçüncü hecesini sol el ile girip tekrarlayın sonuçta oluşacak ritim kalıbı 8lik-16lık-16lık tır. Bu şekilde ellere dağılır.
Bir birinden bağımsız gibi gözüken ritim kalıpları aslında birbirleri ile bağlıdır demiştim.
İki el zıtlıklarının daha zor olduğu bir örneği inceleyelim:
Sağ elimiz 16lık Sol elimiz Üçleme yapıyor diyelim. Birçok piyanistin zorlandığı bir senkronizasyon tipidir. Bunu ilişkilendirecek olursak. ilk olarak bu kalıpların tartım biçimlerine bakalım. 16lık lar dörtü tartımlar biçiminde 2şerli zamanlarda yer alırlar 3leme de adı üzerinde üçlü tartımlar olarak yer alırlar. Yani 1 dörtlük = 4 onaltılık, 1 dörtlük = 1 üçleme gurubu. Bu da bize her dörtlükte bir, notaların kesiştiğini yani aynı anda basıldığını gösterir. Şimdi diğer seslerinin dağılımını inceleyelim. 4 lü grup olan 16lıklarla 3 lü grup olan üçlemeyi çarparsak 4x3=12 yi elde ederiz. 12 adet notayi dizersek bu notaların 4 ünde bir 3leme ögesi 3 ünde bir 16lık ögesi gelir. 12 adet notanın her birini 16lık farzedersek o zaman otomatikman şöle bir ritm kalıbı elde etmiş oluruz: 8lik-16lık-8lik-8lik-16lık-8lik gibi. Her dörtlükte iki el aynanda basar demiştik. Bu yüzden ilk nota değeri aynanda basılır. ikinci nota sağ el, üçüncü sol el, dördüncü sağ el, beşinci sol ve altıncı sağ elle basılır ve tekrarlanır. Bunu teknik konuyu daha iyi anayabileceğiniz bir dile çevirelim:
"Ağrı-Antep-Hatay" kelimelerini söyleyerek ritm kalıplarını bulalım. Sonra elimizle taklit edelim. Daha sonra ilk hecesini iki el ile ikinci hecesini sağ, üçüncüyü sol, dördüncü sağ, beş sol ve altıncı heceyi de sağ el ile vurarak kelimeleri tekrarlayalım. Eğer bu üç şehri birkerede 1 dörtlük içerisine dengeli bir şekilde sığdırararak ellerimizle vurursak bu zor ritmi yapmış oluruz. Geri kalanı bu ritimleri piyano tuşları üzerine dağıtmaya kalıyor.
Bu anlattığım senkronizasyon tipleri birer çalışma örneğidir aynı zamanda. Bu çalışmalar sayesinde iki elinizi, halk dili ile beyni ikiye bölmeyi düzgün bir şekilde sağlamlaştırmış olursunuz. Senkronizasyonunuz net olur.
10- Cümleler Arası Kopukluk:
Piyanistin kalitesine bir perde çeken teknin sorunlardan biridir. Başlık cümle olsa bile bu cümleler motifler de olabilir. Ezgiler arası geçiş televizyon dizilerinde bölümler arasındaki geçişlere benzer. Ne kadar uyumluysa o kadar başarılıdır. Burada uyum derken eşitlikle karıştırılmasın bazı cümleler kuvvetli bazı cümleler hafif çalınabilir. Fakat bir bütünlük içerisinde ve genel kompozisyonu bozmayacak bir biçimde yapılır. Bu sayede uzun soluklu eserleri çalarken ne siz nede dinleyici sıkılır. Bazen bir eserde bir coşkuyu ifade etmek birden fazla cümlenin art arda hareketi ile olur. Bu geçişlerde kopukluk olursa dinleyicinin duyacağı coşkuda ciddi bir düşüş ve acabalık uyandırır. Bu da zayıf yorumculuğa iter sizi.
Bu tekniği geliştirmek için çok basit yöntem olan nefes tutma yöntemini deneyebilirsiniz iki cümle arası nefesinizi tutun genelde nefes tutma işlemleri tek unsura konsantrasyon sırasında olur ikinci unsur için nefes verip alır ve tekrar tutma ihtiyacı duyarsınız. Fakat cümle arasnıda nefes alıp ikinci cümleye nefes tutarak girerseniz o zaman beyninizi sanki aynı unsurun içindeymişsiniz gibi kandırırsınız. Beyninizde parmaklarınızı bu şekilde yönlendirir.
İkinci çalışma yöntemi ise Gruplandırma çalışması. Örneğin pasajın tartımlar 4 sesten oluşuyor. 4 sesi çalıp diğer tartımın birinci sesinde 4lük değerinde bekleme. Arkasından beklediğiniz sesten başlayıp ondan sonraki gelecek olan tartımın ilk sesinde 4lük değerinde bekleme. Bu çalışma sayesinde her defasında her cümlenizin ve motifinizin ilk sesi ile çalışmanıza duraklama vereceksiniz. Yani ilk cümleniz ile ikinci cümlenizin ilk notası bağlanacak. Bu motifler birbirine bağlı ve kopukluk olmadan çalınabilecek.
11- Çalış zayıflığı
Pasajlar ne kadar kusursuz giderse gitsin belirli uzunluklardaki pasajlarda kasılma problemi yaşamamak için ellerinizi son derece hafif bırakırsınız bu da tamamen piyano tuşlarını parmak gücü ile kontrol etmeye yöneltir. Parmaklarınız eğer yeterince güçlü değilse pasajlarınızda forte yani yüksek ses ile çalma olanaksızlaşır. Bu da bütün pasajı piano yani hafif çalarak geçirmenize neden olur. Hafif çalım gerektiren bir yerlerde kusurunuz gözükmez. Fakat dinamiği üst seviyelerde olan ve de crescendo yani giderek yükselen ses seviyesi ile seyreden pasajlarda bu karakteri belli etmek epey zorlaşır. Bu da müzikte genel bir monotonluğa sürükler sizi.
Artikülasyon çalışması yanında onun bir çeşidi olan Çiftleme çalışmasını önerebilirim. Bu çalışma bir artikülasyon tipi olup tamamen hız ve güç unsurlarını barındırı. Bu çalışmada pasajın gerektirdiği parmaklar sırası ile her sese iki kere olabildiğince seri bir şekilde basarlar. ikinci basış uzatılır. Çiftler kendi aralarında kuvvetli ve seri fakat diğer çifte geçişi biraz bekletilerek yapılır. Çünkü bu teknikte parmağı zorlayan bir tekniktir ve hızlı geçişler sakatlıklara sebebiyet verebilir.
12- Atlamalı pozisyonda ritmsel kopukluk.
Aslında bazı parçalarda bu kopukluğu yapmamak imkansızdır. Fakat yinde insan anatomisinin elverdiği en uygun şekilde ritmik dengeyi kurarsak doğruya en yakını elde etmiş oluruz. Tabi benim söylediğim eşitlik olarak atlanması imkansız olan pasajlar için geçerli. Bu aralıklar ne kadar dar olursa eşitliği sağlamak o kadar kolay olur.
Eşit bir şekilde atlama mesafemizi genişletebilmek için özellikle kol tereddütü çalışmalarımıza önem vermemiz gerklidir. Bu ritimsel atlamadaki başarınız aynı zamanda artistik puanınızı da yükseltecektir.
Pasajları çalışırken atlama kolaylığı sağlamak için pasaj çalımı sırasında atlayacağınız pasaja gelmeden ona odaklanın. Ve atlayacak olan parmağınız eğer pasaj çalımı sırasında boşta ise parmağınızsı o sesin yönüne doğru uzatın ve sırası gelince hamlenizi yapın.
Franz Lizst in bir Etüd ü olan La Campanella bu çalışma üzerine kurulu bir etüttür. Çalınabilmesi için anlattığım bütün teknik özelliklere en iyi şekilde sahip olunması gereklidir.
Bu tekniği geliştirmek için yapılacak en güzel çalışma Kör Piyanist çalışmasıdır. Yani atlayacağınız tuşun mesafesini hissetmeye çalışacaksınız vede bakmadan atlamaya çalışacaksınız. Elinize bir atkı alın ve gözünüzü bağlayın. Bu şekilde atlama çalışmasını yapın hatta parçayı böle çalışın. Bunu defalarca düzgün tekrarlarsanız bakar pozisyonda size inanılmaz bir serilik kazandıracaktır. Shine filmini izleyen bu sahneyi hatırlar.
[ Read More ]
Acilitasyona geçiş sırasında birçok sorunla yüz yüze geliriz. Bunları, karşılaşma sırasına göre sıralarsak:
1- Uygun parmak numarası tespiti
2- Parmak tereddütü
3- Bilek tereddütü
4- Kol tereddütü
5- Kas kasılmaları
6- Ses patlamaları
7- Geçiş parmaklarını yedirememe
8- Sesler arası eşitsizlik
9- İki el senkronizasyon sorunu
10- Cümleler arası kopukluk
11- Çalış zayıflığı
12- Atlamalı pozisyonda ritmsel kopukluk
........ve birçok sorun. Aslında bu sorunlar yazılmaya devam edilebilir fakat geneli birbirleri ile bağlantılı sorunlar oldukları için bu temel sorunları çözerek diğer bağlantılı sorunları da çözümlemiş oluruz.
Bu sorunların bazılarına başlangıç, bazılarına hızlanma bazılarına da hızlı çalma sırasında üstesinden gelmek gerekir.
Birçok yapılan hatalardan biri hızlanmak için kuvvet çalışması yapmak. Lakin kuvvet ile hızın birbiri ile yakından bir ilişkisi yoktur. En basit örnekle ifade edecek olursak: Bir Kamyon ile Bir Ferrariyi kıyaslayalım. Kamyon çok ağır hareket eder ve hantaldır fakat güçlüdür ve kilolarca yükü taşıyabilir. Fakat Ferrari gibi araçlar hız makinalarıdır fakat ağırlık taşıyamazlar.
Acilitasyon için gerekli en önemli faktör rahatlıktır. Rahatlıktan kasıt ellerin piyanoyu kavrayış biçimi ellerin en doğal hali daha doğrusu hiç kaslarımızı kullanmadan iki yanımıza ellerimiz saldığımız zaman el ayası ve parmakların aldığı biçimdir. Bu biçime en yakın şekilde yani doğal hale en yakın şekilde piyano tuşesine parmakların tamamı deyecek şekilde koyarsak başlangıçta en doğru teknik ile başlamış oluruz.
Parmaklarımızın lifleri kolumuzun arkasına kadar uzanır. Bu kadar uzun liflerin üzerinde onlara bağlı ve aynı zamanda geçiş yolunu açan ve/veya daraltan kaslar kasılma sırasında ve çoğu zaman bu liflerin hızlı hareketleri sırasında ağrılara sebebiyet verir. Kasılmanın getirdiği ağrı beraberinde parmakların güçsüzleşip tuşe üzerinde zayıflamasına ve de kan deveranının tam olarak yapılamamasına neden olur. Bunun sebebi: Kasılan kas lif yolunu sıkıştırır ve parmaklara bağlı liflerin hareketini zorlaştırır. Bu yüzden liflere bağlı olan kas grubuna ağırlık biner ve onlar da kasılır. Kasılan kaslar birbirlerini sıkıştırarak ağrıya sebep olur aynı şekilde aralardan geçen damarları da sıkıştırarak kan deveranına engel olur. Bu zorlama yüzünden parmaklar gücünü gösteremez ve kilitlenir.
Şunu unutmayalım kasılma aynı zamanda bir şartlı reflekstir ve de en çok size tereddüt yaşadığınız yerlerde gelir. Yukarıda belirtmiş olduğum acilitasyon problemlerini teker teker açıklayacak olursam:
1- Uygun parmak numarası tespiti:
Parmak numarası tespiti satranç a benzer her zaman sonraki hareketi düşünmeniz gerekir. Parmak numarası tespit ederken dikkat etmeniz gereken en önemli kural ergonomiklik. Yani elin doğal halini mümkün olduğunca bozmayacak şekilde parmakları sıralamaktır. Özellikle en temelde baş parmak geçiş parmağı olarak kullanılmaktadır. Bunun en büyük sebebi anatomik yapısında yatay hareketliliğinin daha geniş olmasından kaynaklanır aynı zamanda el ayasında daha geride kaldığı için avucun içerisine doğru hareket ederek diğer parmaklara temas etmeden onların ve kendisinin hareket etmesine olanak verir.
Bu parmağın geçişini yaparken özellikle orta parmak ve yüzük parmak tan sonra kullanımı ideal olanıdır. Tabi pozisyonuna göre işaret parmağından hemen sonra da kullanılabilir. Fakat işaret parmağı yerine özellikle orta parmak kullanılabiliyorsa geçiş sesinde onu tercih etmenizde fayda vardır. Çok büyük atlamalarda geniş arpejlerde. Serçe parmaktan sonra da baş parmağa geçildiği olur fakat bu geçişte parmak geçişini yedirme problemi ile karşı karşıya kalırsınız ve daha anergonomiktir.
İşaret parmağı ile başlayıp sonra baş parmak ile devam etmek çok kullanılan bir tekniktir. Fakat baş parmak ile başlayıp işaret parmağından sonra tekrar baş parmağa geçmek parmak zorlamasına neden olabilir ama pozisyona göre çok tekrarlamayacak şekilde kullanılabilir. Parmak geçişlerinde en önemli unsur mümkün olduğunca art arda aynı parmakları kullanmak yerine, sesleri diğer parmaklara da dağıtmak ki bu sayede her parmağa iki, üç ses kadar dinlenme payı bırakmadır. Bu her zaman uzun vadeli pasaj çalabilme olanağı ve de geç kasılma olanağı sağlayacaktır.
Siyah tuşlar bildiğiniz üzere beyaz tuşlardan daha uzakta oldukları için bunlarda daha çok işaret orta ve yüzük parmakları kullanmayı tercih ederiz. Serçe ve baş parmak daha kısa kaldığı için siyah tuşlara acilite sırasında ulaşma zorluğu yaşar. Fakat bazı pasajlarda özellikle arpej giden ve bazı siyah tuş başlayıp siyah tuş biten pasajlarda veya tamamı siyah tuştan oluşan pasajlarda baş ve serçe parmağı da kullanırız. Akor basımlarında özellikle siyah tuşla başlayan ve/veya geniş bir akor ise de...
Söylediğim gibi rahatlık çok önemli ama unutmayın bu rahatlığı elde ederken hız sırasındaki halinizi de düşünün. İlk başta art arda aynı parmakları kullanmak size kolay gelebilir. Baş parmak işaret parmağı tekrar baş parmak ve tekrar işaret parmağı gibi... fakat bu acilite sırasında parmaklara dinlenme payı bırakmadığı için yorulmalarına ve de kasılma refleksinin ortaya çıkmasına sebep olacaktır.
2- Parmak tereddütü:
Özellikle acilitasyonun en başında karşılaşan bir sorundur. Bunun en büyük nedeni pasajın az tekrarlanması ve de parmak numarası tespiti yapılmadan parça çalışamsına girilmesidir. Klasik bir ezber problemidir. Aynı yeni yeni ezberlenmiş bir şiiri ezberden okumaya benzer. Daha çok akla geliş hızı ile alakalıdır.
Parmaklar en küçük ve seri hareketlerin yapılabileceği bir eklemler organıdır. Her boğumu birbirine bağlı olarak hareket kontrol merkezinden yönetilir. On parmak demek toplamda Otuz boğumun aynanda kontrolü demektir. Bu kontrol sadece hareket ve yön tabanlı değil aynı zamanda baskı tabanlı da olur. Bu fonksiyonların tam anlamıyla ezberden yapılabilmesi için tamamen parmaklara basılacak tuşların ezberletilmesi gerekir. Bunun için yegane tekniklerden biri olan ve de aynı zamanda parmak güçlendirme egzersizi olan Artiküle çalışması yapılır.
Artikülasyon parmakların eklemin müsade ettiği kadar kaldırılıp daha sonra tuşun dibine mümkün olduğunca baskı uygulayarak pasajın gerektirdiği parmak numaralarını kullanmaktır. Buna yedirerek basma da diyebiliriz. Bu çalışma normalde parmağa olduğunca büyük bir efor sarfetmesini sağlar bu yüzden kesinlikle ve kesinlikle pasaj yavaş bir şekilde çalınmalıdır. Hız burada sakatlığa neden olabilir. Bu çalışma sonucunda parmaklar tuşları daha iyi ezberler ve de tereddüt ortadan kalkar.
3-Bilek tereddütü:
Özellikle staccato dediğimiz kesik kesik çalmalarda, parmak geçişlerinde kısa mesafelere uzanmalarda ve baş veya serçe parmağımızın siyah tuşlara doğru hamlelerinde sıkça bilek ekleminden faydalanırız. Bilek tereddütünün başlıca sebebi yalnış ses basma korkusudur. Standart alıştığımız el tutuş pozisyonumuzdan çıkmamızı gerektiren bir pasajda bu sorunla karş karşıyayızdır.
Bilek parmağa göre tuşe üzerinde daha geniş bir hareket yönüne sahiptir ve parmakları tuşe üzerinden koparma gibi bir özelliğe sahiptir. Bu yüzden tuş üzerinde hassasiyeti ve hakimiyeti daha zordur. Kısacası parmak kaldırarak basılan bir sese göre bilek kaldırılarak basılan ses daha ustalık ister.
Bileğin parmaklara bir çok avantajı dokunur bunlar parmakların gücünün yetmediği yerde bilek desteği alma, parmakların uzanamadığı notalara bilek desteği ile uzanma ve aynı pozisyonda kalmaktan kasılmalara başlayan bilek kasını bilek hareketleri ile gerdirip tekrar gevşemesini sağlama gibi...
Bilek kullanma tereddütünü atlatmak için kullanılan yegane teknik bilek staccatosu tekniğidir. Bu teknikte pasaj seslerinin herbiri kesik ve kısa olarak (zıplatarak) çalınır. Burada ellerin pozisyonu parmakların basabileceği hizanın daha yukarısındadır yani doğal pozisyonda parmakların ulaşamayacağı bir yükseklikte fakat bileğin aşağıya hamlesi sırasında uzanabileceği bir seviyede olması önemlidir. Burada parmaklar doğal pazisyonunda durur sadece basacak olan parmak birazcık aşağı doğru çıkarılır ve aşaığı doğru seri bir bilek hamlesi ile tuşa dokunup hemen bileğin eski yerine dönmesi sağlanır bu işlem pasajın gerektirdiği parmak numarasına göre uygulanır. Vede çok hızlı değil orta hızlarda yapılmalıdır bunun sebebi büyük kaslar küçük kaslara göre daha az seridir.
Bu teknik sayesinde bilek tereddütünüzü de yeneceksiniz.
4-Kol Tereddütü:
Parmak acilitasyonunda fazla kullanılmayan fakat atlamalı ve akor acilitasyonlarında vazgeçilmez bir tekniktir. Kol tereddütünün en büyük nedeni baskı şiddetini ayarlayamama korkusu parmak sakatlama veya canını yakma korkusudur. Kolumuz ön kol ve arka kol olarak ikiye ayrılır. Bunlardan ön kol özellikle. 2 oktav arası atlayan seslerde bileğin gücünün yetmediği ses ve akorlar baskılarında ve de yatay hareketlerde bileğin yatay hareket sınırına destek olsun diye kullanılır. Arka kol ise 2 oktavı aşan atlamalı pasajlarda ön kolun gücünün yetmediği akor baskılarında ve de dirsek ekleminden yapılan yatay hareket sonucunda ellerin tuşe hizasından aykırı bir konum almaması için kullanılır.
Tuşeden kopma durumu bileğe nazaran daha fazla karşılaşılır. Piyanonun bütün oktavlarına hakim olmamızı sağlayacak kadar geniş hareket imkanı veren kol eklemlerine hakimiyet için kullanabileceğimiz yegane teknik. Atarak tekniği dediğimiz kolların uzak bir mesafeden hedeflenen tuş üzerine yaptığı hamledir. Bu teknikte el bir ön kol boyu kadar tuşenin üzerine çıkarılır ve eller kol ağırlığı ile hızla pasajın gerektirdiği tuşa doğru hamle yapar ve tekrar kalkar. Bu alıştırma baya sinir bozucu ve birazda can yakıcıdır. Tuşlara olan mesafe çok uzak olduğundan ilk zamanlarda tuşları tutturmak baya zordur ve de parmakların uçları acır. Zamanla bunlar düzelir vede tuşe üzerinden kopmak neredeyse imkansızlaşır. Elinizi attığınız anda pasajı çalabilir konuma gelirsiniz. Geniş atlamalarda kusursuzlaşırsınız. Bu teknik bilek tekniğinden daha yavaş çalışılmalıdır.
5- Kas Kasılmaları:
Acilitasyonun sağlıksal olarak yegana problemi kas kasılmalarıdır. Bu sorun özellikle sistemsiz çalışma sebebi ile daha parmak bilek ve kolların üzeinden tereddüt atılmadan hızlı çalmaya çalışmak vede bunu yaparken hata yapmamak için kol kaslarımızı kasma ihtiyacı duymaktan kaynaklanır. Aynı zamanda şartlı reflekslerimizden biridir. Kas kasılmalarının problemlerini yukarıdaki paragraflarda anlatmıştım. Her piyanistin bir kas kasılma eşiği vardır. Sonuçta kasların kendilerini gevşetmesi ve kasılması onların kondüksiyonu ile de alakalıdır. Bunun için parmakların güçlendirilmesinden tutun tereddüt giderme egzersizleri olsun anlatacağım bütün egzersizlerin düzenli bir şekilde ara vermeden yapılmış olamsı gerekir. Bu sayede kaslar inanılmaz bir esneklik sağlar vede bu esneklik sayesinde kasılmalar gecikir. Unutmayın hız burada en büyük düşmanınız. Daima parçalarınızı yavaş bir şekilde çalışın parmaklara tekrar tekrar hareket noktalarını hatırlatın.
Hız sırasında tamamen pasajlar güdüsel olarak beyin kontrolü olmadan yapılır. Beyin kontrolü tek sesten kalıplara yönelik işleme geçer. Çünkü insan beyni kapasitesinin yettiği kadar bir hıza hakimdir ve ondan sonrasını reflekslerimiz idare eder. Aynı sobaya dokunduğumuz anda düşünce merkezimize bilgi ulaşmadan elimizi çekmemiz gibi. Bu tabi piyanoda kontrolsüzlüğe yol açacağından. Uzun süre hızlı çalımlarda laçkalaşmalara sebebiyet verir bunlar tekniklerinizdeki bozukluklar olarak ortaya çıkar. Bu yüzden dünyanın en iyi yorumcusu olsanız bile vede o pasajı defalarca çalmış olsanız bile yinede aynı pasaj üzerinde aynı sistemli çalışmayı sürdürmeniz gereklidir. Siz Araba iseniz Hız motorunuz egzersiz ve teknik çalışmalarınız da yakıtınız olur. Motor ne kadar çalışırsa teknik ve egzersizlerinizden o kadar yer ve eninde sonunda o teknik çalışmaya tekrar ihtiyaç duyarsınız.
Hızlı çalmada kasılmayı önlemenin en önemli tekniklerinden biri Hızlı-Yavaş ve Yavaş-Hızlı çalışmasıdır. Bu teknik çalışmaya örnek 16 notadan oluşan ve eşit hızda giden bir pasajın ilk dördünü orjinal hızında ikinci dördünü orjinal hızın yarısı kadar hızlı olarak üçüncü dördünü yine orjinal hızında sonuncu dördünü orjinal hızının yarısı hızında çalma daha sonra bu işlemin tam tersini tekrarlama. Tabi bunu yaparken bir metronom eşliğinde kademe kademe arttırarak yapılmalı ve de ritim aksatmadan hepsi üst üste çalınmalı. Bu sayede kollarınıza bol molalı hız çalışması yaptırırsınız. Zamanla bu pasajlar 8 hızlı 8 yavaş olarak da yapılabilir. En sonunda kademeli bir hızlanış ve kasılma sürenizinde o hızlanışa doğru orantılı bir şekilde gecikmesini sağlarsınız.
6- Ses patlamaları:
Parmakların baskı kontrolsüzlüğünden kaynaklanan bir sorundur. Pasajların dinlenilebilir kıvama gelebilmesi için bu sorunun çözülmesi şarttır.
Ses patlamaları özellikle parmak geçişlerinde, kuvvetli ve kuvvetsiz parmak ilişkilerinde, fazla yukarı kaldırdığımız ve kaldırmadığımız parmak ilişkilerinde ve de atlamalı pozisyonlarda karşılaşacağımız sorunlardandır.
Geçişlerinizi ne kadar belli etmezseniz o pasaj üzerinde o kadar usta olduğunuzu göstermiş olursunuz. Bu yüzden parmak geçişleri sırasında kullanmanız gereken bilek fonksiyonunu sert ve köşeli kullanmaktan kaçınılmalıdır. Ayrıca geçişi yapan parmak baskıyı sağlamadan önce tuşe üzerinde hazır bekletilmelidir. Bu sayede diğer parmaklarla yükseklik oranları eşitlenmiş olur, bu da size birbirlerine daha yakın bir baskı şiddetini sağlar.
Ses patlamalarına engel olacak tekniklerden yeganesi Birbirleri ile İkileme çalışmasıdır. Bu çalışmaya da örnek olarak 16 notalı eşit serilikte bir pasajı ele alalım. bunları da 4 lü olarak gruplayalım. Dörtlü gurupların ilk iki notaları pasajın orjinal hızında iki kere tekrarlanıp sonraki ikinci iki notalar orjinal hızın yarısı hızında çalınır. Daha sonra bu işlemin tam tersi yapılır. En son olarak ta 4lü grubun ikinci ve üçünü sesleri orjinal hızda tekrarlanacak şekilde çalınır. Aynı örneği biraz daha açarsak: Diyelimki pasajımız 16lık notalardan oluşuyor. Pasajın ilk çalışması: 16lık-16lık-8lik-8lik. İkinci çallışması: 8lik-8lik-16lık-16lık. Son çalışması:8lik-16lık-16lık-8lik (16lık grubu iki kere tekrarlayacak her çalışmada) olarak örneklendirebiliriz.
7- Geçiş Parmaklarını yedirememe
Bu da sık karşılaşılan bir sorundur. Daha çok yüzeysel geçme de denir. Yani bazı seslere tam net basmadan pasajın sonuna varma gibi durumlar. Bu durumun en büyük nedeni baş parmağın diğer parmaklara oranla diaaa hareketinin daha kısıtlı olmasından kaynaklanır. Birde geçiş sesinden çok geçiş yapacağımız pozisyona konsantre olmamızdan dolayı geçiş sesi yüzeysel basılır ve diğer pozisyona geçilir. Buna pozisyon atlayamama endişesi de girerse tam bir geçiş parmağı sorunu yaşarız.
Bu sorunu Yelpaze tekniği dediğimiz teknikle aşabiliriz. Bu teknikte ses, geçiş notasının bir önceki notası ile başlar geçişi yapar ve bir sonraki notaya gelip oradan parçayı ayna olarak yani tersten çalıp (ezgiyi geri sarma gibi düşünebiliriz) aynı notaya geri döneriz. Daha sonra geçiş notasından iki nota önce başlar geçişi yapar iki nota sonra geri döneriz. Bu işlem 3 nota önce ve sonra vb. gibi çoğaltılarak tekrarlanır. Bu sayede geçiş sesi hep merkezde tutulur beyin dikkatini oraya yoğunlaştırır.
8- Sesler Arası Eşitsizlik
Çok çabuk hızlanmanın getirdiği kötü sonuçlardan birisi de ses arası eşitsizliklerdir. Özellikle ele daha az yatkın pozisyonlarda hareket kabiliyeti daha zayıf olan parmakların denk gelmesinden kaynaklanan iç ritmdeki dalgalanmalara denir. Pixeli düşük bir ekranda yarı çapraz bir çizginin kötü gözükmesi gibi. Ezgide duyumun kötü olmasına sebebiyet verir.
Geçiş parmaklarının kullanımı ve bilek fonksiyonunun seriliği de bu konu içerisinde yer alır. Sonuçta hepsi pasajlarda kullanılan ortak fonksiyonlar oldukları için o fonksiyonların sağlamlığı önemlidir. Teknik olarak o fonksiyonların kusurları giderilmiş olmalıdır.
Bu teknik durumun gelişmesi ile ilgili çalışma yukarıda açıkladığım Birbirleri ile İkileme çalışmasıdır. Bu çalışma tamamen eşitik üzerine yapılan bir çalışmadır. Gerek şiddet eşitliği gerek ritim...
9- İki el senkronizasyon sorunu
Beyni ikiye bölme diye nitelendirebileceğimiz iki el ile çalma. Aslında tam olarak iki elin birbirinden bağımsız hareket ettiğini göstermez. Eller arasında ritimsel bir bağ vardır. Bunlar birbiri ardından belirli ritim reaf leri oluşturur. Aynı darbuka çalan bir adamın iki eli kullanışı gibi. Sesler birbirinden farklı olsada ritimler. Belirli bir kalıp içinde oldukları için birbirlerine destek verecek şekilde iki hel hareket eder. Nota değerleri ile örneklendirecek olursak:
Sağ elimiz 8lik olarak bir pasaj çalıyor diyelim. Sol elimizinde aynı anda Noktalı 8lik ve 16lık grubu halinde çaldığını düşünelim. Pasaja başlarken iki el aynanda başlar sonra ilk hamleyi sağ el yapar bir 16lık değer sonra sol el girer ve geriye 1 16lık değer boşluk kalır yani tekrar iki el aynanda ikinci yürüyüşe geçer. "Ankara" kelimesinin okunuşunu düşünün bu ritmi ilk olarak elinizle arka arkaya tekrarlayın daha sonra ilk hecesini iki el ile ikinci hecesinini sağ el üçüncü hecesini sol el ile girip tekrarlayın sonuçta oluşacak ritim kalıbı 8lik-16lık-16lık tır. Bu şekilde ellere dağılır.
Bir birinden bağımsız gibi gözüken ritim kalıpları aslında birbirleri ile bağlıdır demiştim.
İki el zıtlıklarının daha zor olduğu bir örneği inceleyelim:
Sağ elimiz 16lık Sol elimiz Üçleme yapıyor diyelim. Birçok piyanistin zorlandığı bir senkronizasyon tipidir. Bunu ilişkilendirecek olursak. ilk olarak bu kalıpların tartım biçimlerine bakalım. 16lık lar dörtü tartımlar biçiminde 2şerli zamanlarda yer alırlar 3leme de adı üzerinde üçlü tartımlar olarak yer alırlar. Yani 1 dörtlük = 4 onaltılık, 1 dörtlük = 1 üçleme gurubu. Bu da bize her dörtlükte bir, notaların kesiştiğini yani aynı anda basıldığını gösterir. Şimdi diğer seslerinin dağılımını inceleyelim. 4 lü grup olan 16lıklarla 3 lü grup olan üçlemeyi çarparsak 4x3=12 yi elde ederiz. 12 adet notayi dizersek bu notaların 4 ünde bir 3leme ögesi 3 ünde bir 16lık ögesi gelir. 12 adet notanın her birini 16lık farzedersek o zaman otomatikman şöle bir ritm kalıbı elde etmiş oluruz: 8lik-16lık-8lik-8lik-16lık-8lik gibi. Her dörtlükte iki el aynanda basar demiştik. Bu yüzden ilk nota değeri aynanda basılır. ikinci nota sağ el, üçüncü sol el, dördüncü sağ el, beşinci sol ve altıncı sağ elle basılır ve tekrarlanır. Bunu teknik konuyu daha iyi anayabileceğiniz bir dile çevirelim:
"Ağrı-Antep-Hatay" kelimelerini söyleyerek ritm kalıplarını bulalım. Sonra elimizle taklit edelim. Daha sonra ilk hecesini iki el ile ikinci hecesini sağ, üçüncüyü sol, dördüncü sağ, beş sol ve altıncı heceyi de sağ el ile vurarak kelimeleri tekrarlayalım. Eğer bu üç şehri birkerede 1 dörtlük içerisine dengeli bir şekilde sığdırararak ellerimizle vurursak bu zor ritmi yapmış oluruz. Geri kalanı bu ritimleri piyano tuşları üzerine dağıtmaya kalıyor.
Bu anlattığım senkronizasyon tipleri birer çalışma örneğidir aynı zamanda. Bu çalışmalar sayesinde iki elinizi, halk dili ile beyni ikiye bölmeyi düzgün bir şekilde sağlamlaştırmış olursunuz. Senkronizasyonunuz net olur.
10- Cümleler Arası Kopukluk:
Piyanistin kalitesine bir perde çeken teknin sorunlardan biridir. Başlık cümle olsa bile bu cümleler motifler de olabilir. Ezgiler arası geçiş televizyon dizilerinde bölümler arasındaki geçişlere benzer. Ne kadar uyumluysa o kadar başarılıdır. Burada uyum derken eşitlikle karıştırılmasın bazı cümleler kuvvetli bazı cümleler hafif çalınabilir. Fakat bir bütünlük içerisinde ve genel kompozisyonu bozmayacak bir biçimde yapılır. Bu sayede uzun soluklu eserleri çalarken ne siz nede dinleyici sıkılır. Bazen bir eserde bir coşkuyu ifade etmek birden fazla cümlenin art arda hareketi ile olur. Bu geçişlerde kopukluk olursa dinleyicinin duyacağı coşkuda ciddi bir düşüş ve acabalık uyandırır. Bu da zayıf yorumculuğa iter sizi.
Bu tekniği geliştirmek için çok basit yöntem olan nefes tutma yöntemini deneyebilirsiniz iki cümle arası nefesinizi tutun genelde nefes tutma işlemleri tek unsura konsantrasyon sırasında olur ikinci unsur için nefes verip alır ve tekrar tutma ihtiyacı duyarsınız. Fakat cümle arasnıda nefes alıp ikinci cümleye nefes tutarak girerseniz o zaman beyninizi sanki aynı unsurun içindeymişsiniz gibi kandırırsınız. Beyninizde parmaklarınızı bu şekilde yönlendirir.
İkinci çalışma yöntemi ise Gruplandırma çalışması. Örneğin pasajın tartımlar 4 sesten oluşuyor. 4 sesi çalıp diğer tartımın birinci sesinde 4lük değerinde bekleme. Arkasından beklediğiniz sesten başlayıp ondan sonraki gelecek olan tartımın ilk sesinde 4lük değerinde bekleme. Bu çalışma sayesinde her defasında her cümlenizin ve motifinizin ilk sesi ile çalışmanıza duraklama vereceksiniz. Yani ilk cümleniz ile ikinci cümlenizin ilk notası bağlanacak. Bu motifler birbirine bağlı ve kopukluk olmadan çalınabilecek.
11- Çalış zayıflığı
Pasajlar ne kadar kusursuz giderse gitsin belirli uzunluklardaki pasajlarda kasılma problemi yaşamamak için ellerinizi son derece hafif bırakırsınız bu da tamamen piyano tuşlarını parmak gücü ile kontrol etmeye yöneltir. Parmaklarınız eğer yeterince güçlü değilse pasajlarınızda forte yani yüksek ses ile çalma olanaksızlaşır. Bu da bütün pasajı piano yani hafif çalarak geçirmenize neden olur. Hafif çalım gerektiren bir yerlerde kusurunuz gözükmez. Fakat dinamiği üst seviyelerde olan ve de crescendo yani giderek yükselen ses seviyesi ile seyreden pasajlarda bu karakteri belli etmek epey zorlaşır. Bu da müzikte genel bir monotonluğa sürükler sizi.
Artikülasyon çalışması yanında onun bir çeşidi olan Çiftleme çalışmasını önerebilirim. Bu çalışma bir artikülasyon tipi olup tamamen hız ve güç unsurlarını barındırı. Bu çalışmada pasajın gerektirdiği parmaklar sırası ile her sese iki kere olabildiğince seri bir şekilde basarlar. ikinci basış uzatılır. Çiftler kendi aralarında kuvvetli ve seri fakat diğer çifte geçişi biraz bekletilerek yapılır. Çünkü bu teknikte parmağı zorlayan bir tekniktir ve hızlı geçişler sakatlıklara sebebiyet verebilir.
12- Atlamalı pozisyonda ritmsel kopukluk.
Aslında bazı parçalarda bu kopukluğu yapmamak imkansızdır. Fakat yinde insan anatomisinin elverdiği en uygun şekilde ritmik dengeyi kurarsak doğruya en yakını elde etmiş oluruz. Tabi benim söylediğim eşitlik olarak atlanması imkansız olan pasajlar için geçerli. Bu aralıklar ne kadar dar olursa eşitliği sağlamak o kadar kolay olur.
Eşit bir şekilde atlama mesafemizi genişletebilmek için özellikle kol tereddütü çalışmalarımıza önem vermemiz gerklidir. Bu ritimsel atlamadaki başarınız aynı zamanda artistik puanınızı da yükseltecektir.
Pasajları çalışırken atlama kolaylığı sağlamak için pasaj çalımı sırasında atlayacağınız pasaja gelmeden ona odaklanın. Ve atlayacak olan parmağınız eğer pasaj çalımı sırasında boşta ise parmağınızsı o sesin yönüne doğru uzatın ve sırası gelince hamlenizi yapın.
Franz Lizst in bir Etüd ü olan La Campanella bu çalışma üzerine kurulu bir etüttür. Çalınabilmesi için anlattığım bütün teknik özelliklere en iyi şekilde sahip olunması gereklidir.
Bu tekniği geliştirmek için yapılacak en güzel çalışma Kör Piyanist çalışmasıdır. Yani atlayacağınız tuşun mesafesini hissetmeye çalışacaksınız vede bakmadan atlamaya çalışacaksınız. Elinize bir atkı alın ve gözünüzü bağlayın. Bu şekilde atlama çalışmasını yapın hatta parçayı böle çalışın. Bunu defalarca düzgün tekrarlarsanız bakar pozisyonda size inanılmaz bir serilik kazandıracaktır. Shine filmini izleyen bu sahneyi hatırlar.
Posted by Unknown
0
yorum»
“Caz Müziği”, çok sesli bir müzik türüdür. Bu çok sesliliğini de genellikle“homofoni” (armoni, akorsal yapı, dikey çokseslilik)kullanarak gerçekleştirir. Özel örnekler de modal dizilerin kullanımı ve “polifoni” (kontrpuan, poli-melodik yapı,yatay çok seslilik) de cazın kullandığı müzikal unsurlardandır.“Caz Müziği”nin armonisi, büyük ölçüde “Avrupa Müziğinin armonisinden yola çıkılarak oluşturulmuştur.
“Avrupa Müziği ” nde bilinen fonksiyonel yaklaşım, “Caz Müziği”nde de kendini göstermektedir. Fonksiyonel anlamda yine “Batı Müziği”nde bilinen “Tonic” (Tonik: Tonal Müzikte I. Derece fonksiyonu), “Sub-Dominant” (Alt-Dominant: IV. Derece fonksiyonu) ve“Dominant” (V. Derece fonksiyonu) gibi temel fonksiyon kavramları cazda da kullanılmakla birlikte kendine özgü olan çeşitli “Alteration”lar 20(değişiklik) da kullanmıştır. Bu anlamıyla “Caz Armonisi” oldukça zengindir.Bu zenginlikle birlikte “Caz Müziği”, ses isimlendirmesini kendinden çok önceki dönemlerde, bugün genel anlamda müziğin kullandığı“Solmisation”(Solmileme, “BatıMüziği”nde de kullanılan do, re, mi, seslerinin ve isimlerinin kullanıldığı sistem) sisteminden önce bile kullanı
lan, özellikle amatör müzisyenlerin yetiştirilmesinde, usta-çırak ilişkili eğitim sistemlerinde de kullanıldığı gibi aşağıdaki tabloda gösterilen harf sistemini benimsemiştir.
La--------A
Si--------B
Do--------C
Re--------D
Mi--------E
Fa--------F
Sol-------G
Caz armonisinin kullandığı akor yapıları ve şifreleme sistemi, harfler ve rakamlardan oluşan oldukça karmaşık bir sisteme sahiptir.
“Caz Armonisi” akor sistemi
[ Read More ]
“Avrupa Müziği ” nde bilinen fonksiyonel yaklaşım, “Caz Müziği”nde de kendini göstermektedir. Fonksiyonel anlamda yine “Batı Müziği”nde bilinen “Tonic” (Tonik: Tonal Müzikte I. Derece fonksiyonu), “Sub-Dominant” (Alt-Dominant: IV. Derece fonksiyonu) ve“Dominant” (V. Derece fonksiyonu) gibi temel fonksiyon kavramları cazda da kullanılmakla birlikte kendine özgü olan çeşitli “Alteration”lar 20(değişiklik) da kullanmıştır. Bu anlamıyla “Caz Armonisi” oldukça zengindir.Bu zenginlikle birlikte “Caz Müziği”, ses isimlendirmesini kendinden çok önceki dönemlerde, bugün genel anlamda müziğin kullandığı“Solmisation”(Solmileme, “BatıMüziği”nde de kullanılan do, re, mi, seslerinin ve isimlerinin kullanıldığı sistem) sisteminden önce bile kullanı
lan, özellikle amatör müzisyenlerin yetiştirilmesinde, usta-çırak ilişkili eğitim sistemlerinde de kullanıldığı gibi aşağıdaki tabloda gösterilen harf sistemini benimsemiştir.
La--------A
Si--------B
Do--------C
Re--------D
Mi--------E
Fa--------F
Sol-------G
Caz armonisinin kullandığı akor yapıları ve şifreleme sistemi, harfler ve rakamlardan oluşan oldukça karmaşık bir sisteme sahiptir.
“Caz Armonisi” akor sistemi
Posted by Unknown
0
yorum»
Pick Slide : Penanın kenarının tellere köprü ile üst eşik arasında ileri yada geri yönde sürtülerek ses çıkartılmasıdır. Penayı hızlı veya yavaş sürterek, kesikli veya bir defada sürterek farklı sesler elde edilebilir.
Hammer On : Basılan perdedeki notanın kendisinden sonra gelen perdeye pena vurulmadan sadece parmağın klavyedeki basıncı ile ses çıkarılması hadisesidir. Amaç pena sesinin sesi keskinleştirmesini önleyerek daha yuvarlak ve akıcı bir hava yakalamaktır. Daha çok hız soloları, buğulu ezgiler veya ara geçişlerde sık kullanılır
Pull off : Basılan perdedeki notanın kendisinden önceki perdeye pena vurulmadan sadece parmağın klavyedeki basıncı ile ses çıkarılması hadisesidir. Amaç pena sesinin sesi keskinleştirmesini önleyerek daha yuvarlak ve akıcı bir hava yakalamaktır. Daha çok hız soloları, buğulu ezgiler veya ara geçişlerde sık kullanılır. Hammer on tekniğinin tersi olarak ifade edebiliriz.
Bend : Gitar telini çekerek notanın yarım ses veya tam ses yukarı götürülmesidir. Bu teknik iyi kullanıldığında ileri götürülecek nota değeri ile profesyonelce oynamak milimetrik nota kaymaları sağlayarak ilginç tınılar yakalamak mümkündür. Gitar teknikleri içerisinde en yerleşmiş olanlardandır.
Tapping : Pena kullanmadan sol el klavyede nota basarken sağ el parmaklarının da nota basmak için kullanılmasıdır. Daha zengin ve akıcı ezgiler, hız soloları vs için kullanılır. 8 parmakla yapılan teknikleri bile bulunmaktadır.
Sweep Picking : Sol el parmakları klavyede basarken sağ eldeki penanın kesintisiz bir şekilde telleri aşağı ve yukarı doğru süpürme hareketiyle penalamasından oluşan tekniktir. Klasik müzik te sık kullanılan bu teknik var olmasına rağmen Yngwie Malmsteen ile gitarda ün kazanmıştır.
Mute : Sol el klavyede nota basarken ilgili tellerin köprüde sağ el iç ayası ile kapatılarak karanlık ve sert bir ses elde edilmesidir. Trash, metal vs sert müziklerde ritm için veya yumuşak ezgilerdeki ritmik arpejlerde sık kullanılır.
Slide : Sol el parmağının bastığı bir perdedeki notadan sonra aynı parmağı telden hiç kaldırmadan basılı haldeyken ileri veya geri perdelere doğru kaydırılması hareketidir.
GİTAR EĞİTİM
h - hammer on
p - pull off
b - bend up
r - release bend
/ - slide up
\ - slide down
v - vibrato (bazen ~ işareti ile de gösterilir)
t - right hand tap
x - heavy damping
bu terimlerin herbirinin türkçe karşılıkları olsada global kullanımları ve yabancı şarkı tablarını da rahat okuyabilmeniz için bu ingilizce karşılıkları ile öğrenmenizin faydalı olacağı görüşündeyim birazdan bu karşılıkların herbirinin ne anlama geldiğini ve nasıl çalınacağını detaylı olarak göreceğiz.
Hammer On
İngilizceden türkçeye 'çekiçleme' olarak kabaca çevirebileceğimiz bu yöntem penaya sadece bir kere vurarak ardından gelen notayı penaya vurmadan sol elimizin yeni basacağı perdeye uyguladığı güçle çalmamız anlamına gelir ve tab üstünde bu iki nota arasına 'h' harfi koyarak belirtilir. Yani ard arda vurulacak iki sesi örnek verirsek aşağıdaki örneğimizde sol telinin 7 inci perdesinde penaya vuruyoruz ancak 9 uncu perdeye bastığımızda penamızı kullanmıyoruz bunun yerine bu sesi sadece parmağımızın perdeye uyguladığı 'çekiçleme' hareketiyle elde ediyoruz.
E-----------------------------
B-----------------------------
G---------------------7h9----
D-----------------------------
A-----------------------------
E-----------------------------
Pull-off
Pull of'ta ise birönceki çekiçleme hareketimizin tam tersine bir 'çekme' hareketi yapıyoruz. Aşağıdaki örneğimizde önce 9 uncu perdede penamıza vuruyoruz ancak 7 inci perdedeki sesi penamıza vurmadan üçüncü parmağımızı kaldırıp 7inci perdede kalan birinci parmağımızın sayesinde alıyoruz. Bu hareketi birazdan değineceğimiz sliding/kaydırma hareketi ile karıştırmayalım slidingde sol elimizin aynı parmağı perde üzerinde kayarken burada bir parmağın perdeden teması kesilirken yarattığı titreşimle perdede kalan 'diğer parmak' sesi çıkarır. Pull-off hareketini genelde 'p' harfi ile gösteriyoruz.
E------------------------------
B------------------------------
G---------------------9p7------
Hammer on ve pull of hareketlerini temiz bir ses elde edinceye kadar biraz çalışmanız gerekebilir, tavsiyem hammer-on ve pull-of hareketlerini tek bir pena darbesinden sonra oturtuncaya kadar olabildiğince ard arda tekrarlamanız.
Bend-up, Release, Vibrato (Bending, Releasing, Vibrato)
Bu terimler sırasıyla 'teli yukarı germe', 'germeyi tekrar gevşetme' ve 'titreşim' olarak kabaca türkçeye çevrilebilir. Bend de teli daha ince bir ses elde edecek şekilde perdeye dik bir şekilde yukarıya doğru gereriz, release de ise bu hareketi bırakır yani gevşetiriz, vibratoda teli ardışık hareketlerle dalgalandıracak şekilde hareket ettiririz. Kavramları daha iyi anlayabilmek için lütfen örnekteki ses dosyasını dinleyin.
Bend-up hareketi yeni başlayanlar için riskli bir hareket olabilir lütfen alışıncaya kadar bu hareketi fazla zorlamayın çünkü parmaklarınız ilerideki egzersizleriniz ve gitar yaşantınız için size bir süre daha gerekli olacak :)
Bend 'b' yada '^'
release 'r' ve
vibrato 'v' yada '~' işaretleriyle belirtilir.
E----------------------------------
B----------------------------------
G---------------------7b9r7---7~--
D----------------------------------
A----------------------------------
E----------------------------------
Sliding
Sliding yani perde üzerinde parmağı kaydırma hareketi ('/' yada '\') işaretleri ile gösterilir. Slide up ('/') işareti ile gösterilir ve tele vurduktan sonra perde üzerinde parmağımızı kaldırmadan gitarın gövdesine doğru yaklaşacak şekilde kaydırırız yani sesi inceltecek şekilde hareket ederiz; slide down da ise ('\') bunun tam tersini yaparız.
E--------------------------------
B--------------------------------
G-----------7/9\7----------------
D--------------------------------
A--------------------------------
E--------------------------------
Posted by Unknown
0
yorum»
GİTARI ÇÖZEBİLMEK İÇİN GEREKLİ OLAN BİLGİLER
Gitarda ki notaların yerlerini kolay bir şekilde ezberlemek, sistemini çözmeye bağlıdır. Sistemi kurabilmek için bazı bilgilere ihtiyaç vardır. Bunlar sırasıyla;
Gitar tel numaralarını bilmek;
Tel numaraları, ince telden kalına doğru sıralanır. Aşağıdaki şekilde ki gösterim TAB yazılım sistemi temeline dayanarak hazırlanmıştır ve dünyada en çok kullanılan sistemdir.
Gitardaki boş tellerin isimlerini bilmek;
Boş tellerin notalarını ve yerlerini kavramak, diğer notaların yerlerini keşfetmek gitarı öğrenmek demektir. Yine inceden kalın tellere doğru; Mi-Si-Sol-Re-La-Mi (E-B-G-D-A-E) şeklinde sıralanmaktadır.
Perde ve numaralarını bilmek;
Roma rakamlarıyla ifade edilen perde numaraları dışında boş telleri nota üzerinde 0 (sıfır) olarak belirteceğimizi hatırlatayım.
Oktavlarını bilmek;
Aralık konusunda da belirttiğimiz gibi, 12 notadan oluşan Tampereman sistem 12. Perde de bize aynı sesin bir oktav incesine ulaştıracaktır. Dolayısıyla boş tel isimlerini biliyorsak, 12. Perdede ki notaları da öğrenmiş oluyoruz. Bize sadece aralardaki notaları keşfetmek kalıyor.
Aşağıda gitardaki 6. tel E ( Mi ) teli üzerinde bir Oktavlık kromatik yazılışını görmektesiniz.
Tam ve yarım aralıkları bilmek;
İNTERVAL - ARALIK bilgisi
Notalar genelde duyulan ve bilinen, yedi farklı isimden oluşur. Ama Batı müziği formu dediğimiz Tampereman sistemde C (do ) sesinden B (si) ye kadar ulaşmaya çalıştığınızda, 7 seslik bir yol değil, 12 seslik bir yol alırız.
Do-Re-Mi-Fa-Sol-La-Si gibi söylenmesine rağmen gidilen uzaklık;
C-(C#, Db)-D- (D#, Eb)-E-F- (F#, Gb)-G-(G#-Ab)-A-(A#-Bb)-B gibidir.
Burada öncelikle bilmemiz gereken temel en önemli aralıklar Tam aralık dediğimiz Majör 2'li (M2) aralık ve Yarım aralık dediğimiz Minör 2'li (m2) aralıklardır. Bu aralıklar gitarı çözerken kullanacağımız aralıklardır.
Daha önce, Diyez (#) ve Bemol (b) işaretlerinin tanımını yapmıştık. Ama burada dikkat etmemiz gereken C# ve Db isimlerinin aynı notayı (yani do ve re arasındaki siyah tuşu) ifade etmesidir. Biz isimleri farklı, sesleri aynı olan notalara Anarmonik (enharmonic) notalar diyoruz.
12 sesi ardı ardına sıralayıp çaldığımız zaman oluşan diziye Kromatik gam (cromatic scale) denir.
Değiştirici işaret almadan ardı ardına sıralayıp çaldığımızda oluşan diziye ise Diyatonik gam (diatonic scales) deriz. Yedi sesten oluşan dizilerden; Majör, Minör, Mod ve Makam dediğimiz Gamları oluşturur. (Do majör gam, sol minör gam, ionian modu, aolian modu, çargah makamı, rast makamı gibi…) Bazı diziler (özellikle etnik diziler), yedi notadan az veya fazla seslerden de oluşabilir.
Aklımıza daha iyi yerleşmesi için 12 notayı 12 aya, 7 notalı dizileri de haftaları oluşturan günlere benzetebiliriz
Aşağıdaki tabloda tüm aralıklar isimleri ve sembollerini tek grafikte görüp öğrenebilirsiniz. Akor kuruluşlarını öğrenirken bu tablo kurtarıcı bir özelliğe sahip olacaktır. O yüzden mümkün oldukça sık bu bölümü ziyaret etmek zorunda kalabiliriz!
Boş tellerin Sol anahtarındaki yerlerini bilmek ve Tüm notaları keşfetmek;
Aşağıda gördüğünüz tabloda ki notalara Diyatonik Sesler diyoruz. Yani diyez veya bemol gibi değiştirici işaret almamış olan notalardır. Ara sesler olan diyezli ve bemollü notalara geçmeden önce bu notaları iyice klavye üzerinde keşfetmeye çalışalım.
Yukarıda ki tabloda daha koyu belirtilmiş olan notaları, aşağıda porte üzerinde yazılmış notalar olduğunu belirtmeliyim. Yeni başlayanlar bu notaları teke tek görerek ve karşılaştırarak öğrenmeyi deneyebilir. Bir seviye ileri gitar öğrencileri içinse tavsiyem pozisyon değiştirerek ( 2.perdeden yada 5. perdeden) sesleri çalmayı denemeleridir.
Daha önce bahsettiğimiz 12 nota, 12 perde olarak karşımıza çıkar. Her boş tel 12. Perdede bir oktav ince olan aynı sesi verir.
ÖRNEK:
6. Tel boş tel mi notası, 12. Perdede diğer oktavdaki Mi notasını verir.
Bu Mi notası 5. Telde 7. Perdedeki mi notası ve 4. Telde 2. Perde mi notasının aynısıdır.
Beşinci tel on ikinci perde La notasını siz çözmeyi deneyin, bakalım kaç yerde çalabileceksiniz? Gerektiğinde bu La ya da Mi notası her pozisyonda ve olabilen her telde çalınabilmeliyiz. Nota olarak aynı olan mi notasının farklı tellerde kullanılma zorunluluğu, parmak pozisyonu gereği yada renk farkı yaratmak isteğimizden kaynaklanacağını ileride siz keşfedeceksiniz. Gitarla yapacağımız çalışmalarda bu notaları tek tek göstermeye kalkarsak oluşacak kalabalık onlarca sayfalar yerine, yukarıda ki tablonun boş şeklini kendiniz doldurmaya çalışırsanız perdeleri daha çabuk kavrayabilirsiniz.
[ Read More ]
Gitarda ki notaların yerlerini kolay bir şekilde ezberlemek, sistemini çözmeye bağlıdır. Sistemi kurabilmek için bazı bilgilere ihtiyaç vardır. Bunlar sırasıyla;
Gitar tel numaralarını bilmek;
Tel numaraları, ince telden kalına doğru sıralanır. Aşağıdaki şekilde ki gösterim TAB yazılım sistemi temeline dayanarak hazırlanmıştır ve dünyada en çok kullanılan sistemdir.
Gitardaki boş tellerin isimlerini bilmek;
Boş tellerin notalarını ve yerlerini kavramak, diğer notaların yerlerini keşfetmek gitarı öğrenmek demektir. Yine inceden kalın tellere doğru; Mi-Si-Sol-Re-La-Mi (E-B-G-D-A-E) şeklinde sıralanmaktadır.
Perde ve numaralarını bilmek;
Roma rakamlarıyla ifade edilen perde numaraları dışında boş telleri nota üzerinde 0 (sıfır) olarak belirteceğimizi hatırlatayım.
Oktavlarını bilmek;
Aralık konusunda da belirttiğimiz gibi, 12 notadan oluşan Tampereman sistem 12. Perde de bize aynı sesin bir oktav incesine ulaştıracaktır. Dolayısıyla boş tel isimlerini biliyorsak, 12. Perdede ki notaları da öğrenmiş oluyoruz. Bize sadece aralardaki notaları keşfetmek kalıyor.
Aşağıda gitardaki 6. tel E ( Mi ) teli üzerinde bir Oktavlık kromatik yazılışını görmektesiniz.
Tam ve yarım aralıkları bilmek;
İNTERVAL - ARALIK bilgisi
Notalar genelde duyulan ve bilinen, yedi farklı isimden oluşur. Ama Batı müziği formu dediğimiz Tampereman sistemde C (do ) sesinden B (si) ye kadar ulaşmaya çalıştığınızda, 7 seslik bir yol değil, 12 seslik bir yol alırız.
Do-Re-Mi-Fa-Sol-La-Si gibi söylenmesine rağmen gidilen uzaklık;
C-(C#, Db)-D- (D#, Eb)-E-F- (F#, Gb)-G-(G#-Ab)-A-(A#-Bb)-B gibidir.
Burada öncelikle bilmemiz gereken temel en önemli aralıklar Tam aralık dediğimiz Majör 2'li (M2) aralık ve Yarım aralık dediğimiz Minör 2'li (m2) aralıklardır. Bu aralıklar gitarı çözerken kullanacağımız aralıklardır.
Daha önce, Diyez (#) ve Bemol (b) işaretlerinin tanımını yapmıştık. Ama burada dikkat etmemiz gereken C# ve Db isimlerinin aynı notayı (yani do ve re arasındaki siyah tuşu) ifade etmesidir. Biz isimleri farklı, sesleri aynı olan notalara Anarmonik (enharmonic) notalar diyoruz.
12 sesi ardı ardına sıralayıp çaldığımız zaman oluşan diziye Kromatik gam (cromatic scale) denir.
Değiştirici işaret almadan ardı ardına sıralayıp çaldığımızda oluşan diziye ise Diyatonik gam (diatonic scales) deriz. Yedi sesten oluşan dizilerden; Majör, Minör, Mod ve Makam dediğimiz Gamları oluşturur. (Do majör gam, sol minör gam, ionian modu, aolian modu, çargah makamı, rast makamı gibi…) Bazı diziler (özellikle etnik diziler), yedi notadan az veya fazla seslerden de oluşabilir.
Aklımıza daha iyi yerleşmesi için 12 notayı 12 aya, 7 notalı dizileri de haftaları oluşturan günlere benzetebiliriz
Aşağıdaki tabloda tüm aralıklar isimleri ve sembollerini tek grafikte görüp öğrenebilirsiniz. Akor kuruluşlarını öğrenirken bu tablo kurtarıcı bir özelliğe sahip olacaktır. O yüzden mümkün oldukça sık bu bölümü ziyaret etmek zorunda kalabiliriz!
Boş tellerin Sol anahtarındaki yerlerini bilmek ve Tüm notaları keşfetmek;
Aşağıda gördüğünüz tabloda ki notalara Diyatonik Sesler diyoruz. Yani diyez veya bemol gibi değiştirici işaret almamış olan notalardır. Ara sesler olan diyezli ve bemollü notalara geçmeden önce bu notaları iyice klavye üzerinde keşfetmeye çalışalım.
Yukarıda ki tabloda daha koyu belirtilmiş olan notaları, aşağıda porte üzerinde yazılmış notalar olduğunu belirtmeliyim. Yeni başlayanlar bu notaları teke tek görerek ve karşılaştırarak öğrenmeyi deneyebilir. Bir seviye ileri gitar öğrencileri içinse tavsiyem pozisyon değiştirerek ( 2.perdeden yada 5. perdeden) sesleri çalmayı denemeleridir.
Daha önce bahsettiğimiz 12 nota, 12 perde olarak karşımıza çıkar. Her boş tel 12. Perdede bir oktav ince olan aynı sesi verir.
ÖRNEK:
6. Tel boş tel mi notası, 12. Perdede diğer oktavdaki Mi notasını verir.
Bu Mi notası 5. Telde 7. Perdedeki mi notası ve 4. Telde 2. Perde mi notasının aynısıdır.
Beşinci tel on ikinci perde La notasını siz çözmeyi deneyin, bakalım kaç yerde çalabileceksiniz? Gerektiğinde bu La ya da Mi notası her pozisyonda ve olabilen her telde çalınabilmeliyiz. Nota olarak aynı olan mi notasının farklı tellerde kullanılma zorunluluğu, parmak pozisyonu gereği yada renk farkı yaratmak isteğimizden kaynaklanacağını ileride siz keşfedeceksiniz. Gitarla yapacağımız çalışmalarda bu notaları tek tek göstermeye kalkarsak oluşacak kalabalık onlarca sayfalar yerine, yukarıda ki tablonun boş şeklini kendiniz doldurmaya çalışırsanız perdeleri daha çabuk kavrayabilirsiniz.
Posted by Unknown
0
yorum»