Facebook

Saygı Duruşu

Doğaçlama ve Yapay Zaka

Doğaçlama veya orijinal diliyle Improvizasyon, zekanın müzikle birleşip, matematik ve teorik müzik bilgisiyle işlendiği solo atma biçimidir. Teknik açıdan doğaçlama yapılacak melodi, parçanın melodisinden bir motif alınarak veya hiçbir motife benzetmeden tamamen eşlik partisindeki akorlara uygun olarak yapılabilir. Çeşitli müzik türlerindeki doğaçlamalar doğal olarak değişiklik gösterir. Standart jazz müziğindeki doğaçlamalar daha sakinken, fusiondakiler çok daha hareketli, uzak tonlara modülasyonlar içeren doğaçlamalar olabilir.
Jazz müziğinin vazgeçilmezi olan doğaçlama, türk müziğininde temel yapı taşıdır. Ritmik ögelerle zenginleştirilen türk müziği, nakarattan her çıktığında farklı bir doğaçlama ile zenginleştirilir. Bunun ismi artık doğaçlama değildir. Türk müziğindeki doğaçlamayı "uzun hava","peşrev" adları altında da görebiliriz.
Doğaçlamanın direkt olarak yapay zekayla ilgisi yoktur. Doğaçlamanın belli bir zekanın ürünü olduğunu yazının ikinci paragrafında belirtmiştim. Fakat sözü geçen zeka hiçbir şekilde bilgisayar algoritmalarının sonucu olan zeka değildir. Bu zekada "0"lar ve "1"ler değil direkt olarak organizk düşünme yetisi ön plandadır. Bilgisayarın ürettiği sonuçlara dayanan sözde düşünme sistemi olan yapay zeka ile yapılan müzikler mevcuttur. Bu şekilde müzik yapılabilir faka ortaya çıkan şeyin ne derece müzik olduğu da ayrı bir tartışma konusudur. Çünkü müziğin sözlük karşılığı "duygu ve düşüncelerin notayla aktarımı"dır. Bilgisayarın duygusu olmadığını açıklamama gerek yok sanırım.
Kişisel yorumumun olumsuz olduğu konuyla alakalı çalışmalar, müzisyenlerin bilgisayar yazılımcılarıyla çalışması sonucu hala devam etmektedir. Hatta bu konuda benimde bir çalışmam oldu. Bilgisayara kompozisyon dalında bir düşünme sistemini yüklemeye başladım. Sonuç şimdilik hüsran tabi ama bir gün başaracağım her ne kadar kendi piyano başında yaptıklarımla karşılaştırılamayacak kadar kötü besteler yapacak olsa da; bilgisayarımın beste yapmasını beklemek, bir tuşa bastıktan sonra kahve koyup gelme süresi içinde koskoca partitürlerin hazır olduğunu görmek hoş olmalı. . .
Şimdi örneğini vereceğim bilgisayar programı, doğaçlama ve yapay zeka konusuyla doğrudan ilintili. Programın ismi "Band-in-a-box". Kendi müzik formatlarını tanıyıp, teknik açıdan midi formatıyla çalışan bu program, açtığınız parçaların notasını, çalarken ki, piyanodaki yerlerini gösterebiliyor. Öğrenciler için ve o parçayı çalışmak isteyen nota bilmeyenler için ideal. Programın bir özelliğide solo yaratabilmesi. Çeşitli müzik tarzlarında ve ölçü birimlerinde çeşitli akor dizilişleriyle parça yazdırıp üzerine çeşitli ünlü şahısların sololarını yaratmasını sağlayabiliyorsunuz. Programın daha çözülecek çok yanı var belkide başka güzel özellikleri de vardır konuyla ilintili...
Jazz keman üzerine yazılmış bir metod var. Metod, şimdiye kadarki büyük jazz kemancılarını karşılaştırıp, sololarını notaya alıyor. Venuti, Graphelli, Ponty kitabın en üst sıralarda açıklanan jazz kemancı isimleri. Teknik açıdan Ponty'i, duygu ve müzikalite açısından Graphelli'yi beğeniyorum. Bu metodla nota bazında karşılaştırıp düşünme sistemlerini inceleyebiliyorum. Ve Ponty'nin insan üstü zekasına hayran kalarak operasyonla beynine chip taktırıp taktırmadığını düşünmüyorda değilim...
Türkiye'de jazz piyanistlerinden Aydın Esen (ki kendisi jazz+türkiye kelimeleri yanyana düşünüldüğünde ilk akla gelen isimdir.) tarz olarak Ponty'ye benziyor. Çok kalabalık, yoğun armonili, elektronik soundlu müzik yapıyor Esen. Doğaçlama teknikleri incelendiğinde doğaçlama ile akor yürüyüşleri arasında kurmuş olduğu bağın ancak çok gelişkin düşünce sistemiyle kurulabilineceği ortaya çıkıyor. Hiçbir yapay zekanın
yaratamayacağı, bilgisayarların sürekli error vererek mavi ekran çıkmasına neden olacak karmaşıklıkta doğaçlamalara imzasını atıyor.
Oysa Kerem Görsev, tıpkı Graphelli gibi daha sakin, standart jazz anlayışının çokda ötesine geçmeden yapıyor müziğini. Bu ayrı bir düşünüş, ayrı bir stil mutlaka iyi veya kötü değil. Ama söz konusu doğaçlama ve yapay zeka olunca konuyu buralara getirirken bahsedilmesi gereken isimler bunlar...
Müzik, duygu ve düşüncelerin nota aracılığıyla aktarılması ise; bilgisayarları, yazılımcıların yazdığı algoritmalar aracılığıyla sanatçıya dönüştürme çalışmalarının ne denli sönük kalacağıda su götürmez bir gerçek olacaktır...
[ Read More ]

Posted by Unknown 0 yorum»

Adele kimdir

























21 yaşında kazandığı 2 Grammy ödüllüyle çok iyi çıkış yapmış İngiliz soul-jazz sanatçısıdır. Küçük yaşta Etta James ve Ella Fitzgerald’ın müzikleriyle tanışan müzisyen; mezunlar listesinde Amy Winehouse, Katie Melua, Leona Lewis ve Kate Nash gibi ünlülerin de bulunduğu ünlü sanat okulu BRIT School’u bitirdi. Okulu bitirdikten sonra internet ortamından 2 şarkıyı dinleyenlerin beğenisine sundu ve ardından İngiltere’de küçük klüplerde sahne almaya başladı. Birlikte küçük çaplı turnelere çıktığı isimler arasında Jamie T, Raul Midon, Devendra Banhart, Amos Lee ve Keren Ann de bulunuyordu.

Sanatçının ilk kaydı “Hometown Glory”, 22 Ekim 2007’de yayımlandı. 2004’te açtığı Myspace sayfası sayesinde zaten belli bir hayran kitlesi edinmiş ve plak şirketlerinin ilgisini çekmişti.

2008 başında çıkardığı 19 isimli albümü ve “Chasing Pavements” single’ı ile tanınmış ve İngiltere Albüm Listesi’nde 1 numara ve bu albümü toplamda 500.000 kopya satmayı başarmıştır.


Adele'in 2011 yılının Ocak ayında yayınladığı albümü '21', Billboard dergisinin Top 5 listesinde 39 hafta kalarak Michael Jackson'ın 'Bad' albümünün rekorunu kırdı. Billboard dergisinin 55 yıllık Top 5 tarihinde de bir rekora imza atan Adele'in '21' albümü, listede bulunduğu 39. haftada ise listenin 5. sırasından 3. sırasına yükseldi.

Jackson'ın 1987 Ağustos'unda yayınladığı 'Bad' albümü 27 Eylül 1987 tarihinde Billboard'un Top 5 listesinin ilk sırasına oturmuş ve 38 hafta boyunca listede kalmıştı.

Adele, müziğini “kalbi kırık soul müziği” olarak tanımlamıştır ve şarkılarında bir hüzün olduğunu söylemiştir.

İlk albümünü bağımsız bir plak şirketi olan XL Recordings’ten çıkarmış olmasına karşın özellikle “Chasing Pavements” ve “Cold Shoulder” gibi şarkıları, Avrupa’nın diğer birçok ülkesinde başarılar elde etmiş ve Adele’in müzik camiasında sesini duyurmasına yardımcı olmuştur. 2006 yılında çıkarmış olduğu “Back To Black” albümüyle “Soul-Jazz” müziğinin tekrar popüler olmasını sağlayanAmy Winehouse ve yine Galler’in önemli şarkıcılarından Duffy ile tarz olarak birbirlerine yakın olması dolayısıyla karşılaştırılsalar da, Adele bu karşılaştırmadan rahatsız olmadığını ve bunun kendisine gurur verdiğini açıklamıştır.

[ Read More ]

Posted by Unknown 0 yorum»

Diminished Gam

Aralıkları;tam ses, yarım ses, tam ses, yarım ses, tam ses,yarım ses,tam ses,yarım ses şeklinde giden gamdır.















Tüm tonlar için;




















Bu caz ölçeğin aslında iki modu vardır.






















Bir kaç akor oluşturalım:


















Doğaçlama





[ Read More ]

Posted by Unknown 0 yorum»

İstiklâl Marşı






























İstiklâl Marşı’nın Kabulü
Millî marşlar, milletlerin kahramanlık destanlarıdır. Onu dikkatle okuyan ve gönülden söyleyen nesiller, millî şuurlarını kazanır ve kim olduklarının farkına varırlar.İstiklal Marşı da halkın ve ordunun moral gücünü yükselteceği düşünülerek gündeme getirilmiş; bu nedenle Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, Kurtuluş Savaşı’nın anlamını,heyecanını koruyacak, millî mücadele ruhunun önemini dile getirecek ve onu yüzyıllara nakşedecek bir “İstiklâl Marşı” yazdırılmasına karar vermiştir. Önce söz (güfte) yarışması düzenlenmiş; gönderilen toplam 724 şiir arasından en iyi yedi şiir seçilerek meclis üyelerine dağıtılmıştır. Mehmet Âkif Ersoy’un Türk Kurtuluş Savaşı’nı destanlaştıran İstiklâl Marşı,zamanın Millî Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver tarafından meclis kürsüsünde okunduğunda bütün milletvekilleri tarafından coşku ile ayakta alkışlanmış ve 12 Mart 1921’ de millî marş olarak kabul edilmiştir.Beste yarışmasına sadece yirmi dört besteci katılmıştır. İstiklâl Marşı, 1924-1930 yılları arasında Ali Rıfat Çağatay’ın birinci seçilen bestesiyle çalınıp söylenmiş; ancak, Osman Zeki Üngör’ün 9 Eylül 1922’de Türk süvarilerinin İzmir’e girişinde atların çıkardığı nal seslerindeki ritimden etkilenerek bestelediği ezgi çok beğeni toplayınca Atatürk’ün de izniyle 1930 yılından itibaren Millî Marş’ımız yeni ezgisiyle günümüze ulaşmıştır . Millî marşlar, milletlerin kahramanlık destanlarıdır.

Mehmet Akif ERSOY (1873-1936)
İstanbul’da doğmuştur. Şiirlerinde sürekli milli konuları ve toplumsal gerçekleri dile getirmiştir. Mustafa Kemal önderliğindeki Türk kurtuluş hareketini desteklemiş, daha sonra Burdur milletvekili olarak TBMM’ ye girmiştir. Ardından Mısır Üniversitesinde Türkçe müderrisliği yapan Mehmet Âkif, şiirlerini “Safahat” adlı kitapta toplamış, ancak “İstiklâl Marşı benim değil milletimindir.” diyerek onu Safahat’a almamıştır.

Osman Zeki ÜNGÖR (1880- 1958)
İstanbul’da doğmuştur. Muzika-i Hümayunu bitirdikten sonra İstanbul Erkek Mektebi veMuzika-i Hümayunda öğretmenlik yapmıştır. Besteci orkesra şefi ve keman virtüözüdür. ÖnceSaray Orkestrasını, ardından Riyaset-i Cumhur Filarmoni Orkestrasını (bugünkü Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası) yönetmiştir. Daha sonra Atatürk’ün direktifleri ile Musiki Muallim Mektebini kurmuş ve müdürlüğünü yapmıştır. İstiklâl Marşı’ndan başka birçok marş ve okul şarkıları bestelemiştir.
[ Read More ]

Posted by Unknown 0 yorum»